İklim Gündemi

SEFiA İklim Gündemi #54: COP29 gündemi, âtıl varlık riski ve fosil yakıt yatırımlarından çekilme eğilimi

Bugün, 11 Kasım 2024.

SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…

COP29 bugün Bakü’de başladı.

Bu sayıda, COP29 gündemi değerlendiriyoruz. SEFiA’nın Türkiye sermaye piyasalarının küresel fosil yakıtlardan çekilme eğilimlerinden etkilenme potansiyelini araştırdığı yeni raporunu inceliyoruz.

Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!

Keyifli okumalar,

BM Çevre Programı’nın (UNEP) yıllık Uyum Açığı raporuna göre, gelişmiş dünyadan gelen uyum finansmanı, 2021’de 22 milyar dolar iken, 6 milyar dolarlık bir artışın ardından 2022’de 28 milyar dolara ulaştı. Bu, küresel ısınmanın etkilerini sınırlamak için 2015’teki BM Paris Anlaşması’ndan bu yana herhangi bir yılda görülen en yüksek rakam.

  • Fakat: Söz konusu finansman, ülkelerin iklim uyum finansmanında 187 milyar dolar ile 359 milyar dolar arasında değişen yıllık ihtiyacının oldukça altında.

  • Bir adım geriden: UNEP, kısa bir süre önce yayımladığı Emisyon Açığı raporunda sera gazı emisyonlarında acilen ve keskin düşüşler olmaması hâlinde, küresel sıcaklık artışının bu yüzyıl sonunda felaket boyutuna ulaşabileceği ve 2,6 ile 3,1 dereceyi bulabileceği uyarısında bulunmuştu.

Küresel Doğal Afetler Raporu’na göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında aşırı hava olayları nedeniyle toplam ekonomik kayıplar 258 milyar doları aştı. 21. yüzyılın ilk dokuz ay ortalaması, 276 milyar dolar seviyesinde.

  • Ayrıntılar: 2024’ün ilk dokuz ayında, 47 olayda 1 milyar doların üzerinde zarar meydana geldi. En maliyetli afet, açık ara farkla, Helene kasırgası olurken eylül ayındaki Süper Tayfun Yagi ise Güneydoğu Asya’da 12,6 milyar dolarlık tahmini zarara yol açtı. En maliyetli afetlerin içinde bir diğer önemli olay Çin’de meydana gelen yoğun sel felaketleri oldu.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP 29), 11 – 22 Kasım tarihleri arasında Azerbaycan’ın Bakü kentinde düzenlenecek. Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği’nin (SEFiA) yeni blog yazısı, iklim müzakerelerinin temel karar alma organı olan Taraflar Konferansı (Conference of Parties – COP) öncesinde hafızamızı tazelemeyi ve gelecek iki hafta boyunca takip edeceğimiz gündeme göz atmayı hedefliyor.

  • COP28’de ne olmuştu? COP28, Kayıp ve Zarar Fonu’nun kurulması, tarafların fosil yakıt çağının sona erdiğine işaret etmesi, fosil yakıtların yerini temiz enerjinin alması gerektiği ve 2050 yılının küresel net sıfır için hedef yıl olduğu konusunda hemfikir olduklarını göstermesi bakımından müzakereler tarihinde önemli bir yere oturuyordu. Fakat nihai anlaşmada fosil yakıtlardan çıkış talebinin kendisine yer bulamaması, önemli bir eksiklik olarak kendini gösterdi. Ayrıca, büyük bir kazanım olan Kayıp ve Zarar Fonu, konferans sonunda dahi 2030 yılına kadar kayıp ve hasar maliyetlerinin ancak binde 2’sini karşılıyordu.

COP29’da hangi tartışma başlıklarını takip edeceğiz?

Ana odak noktası iklim finansmanı olan COP29’da beklentiler şu noktada yoğunlaşıyor: İhtiyaç duyulanın çok gerisinde kalan iklim eylemi için acilen ilerleme kaydedilmesi gerekiyor! COP29 gündeminin genel çerçevesini dört ana başlıkta açıklamak mümkün.

  • İklim finansmanı: 2009 yılında belirlenen mevcut 100 milyar dolarlık iklim finansmanı taahhüdünün 2023 yılının sonunda sona ermesinin ardından başlayacak olan yeni yıllık finansman hedefini ifade eden Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef (New Collective Quantified Goal – NCQGs) önümüzdeki iki hafta boyunca en çok duyacağımız kısaltma olacak.

  • Kayıp ve Hasar Fonu’nun geliştirilmesi: Kayıp ve Zarar Fonu’na şu anda taahhüt edilen miktar (661 milyon dolar), dünya çapında tahmini kayıp ve zarar ihtiyaçlarının oldukça gerisinde kalıyor. Bu nedenle zirve boyunca fona daha fazla taahhütte bulunma çağrısı sürecek. Gelişmekte olan ülkelerden, NCQG altında ayrı bir alt hedef de dâhil olmak üzere, bu konuya daha fazla fon sağlanması için bir baskı oluşturulması bekleniyor.

  • Karbon piyasası kuralları: Paris Anlaşması’nın 6. Maddesi, karbon piyasaları için ilkeler ve ülkelerin iklim hedeflerine ulaşmak için işbirliği yapabilecekleri yollar oluşturuyor Fakat 6. Madde’nin işlerliği, kayda değer bir hacme ulaşamaması nedeniyle, hâlâ tartışmalı bir konu. Karbon kredilerinin ticaretine yönelik kurallar, zirvenin bir diğer ana tartışma başlığını oluşturuyor.

  • Uyum tartışmaları: Ulusal politikalar, iklim krizinin yıkıcı etkilerine uyum sağlamak üzere belirli planlar ortaya koyuyor. Fakat uyum çerçevesi, nicel hedeflere veya projelerin iklim finansmanına ilişkin ayrıntıları ortaya koymuyor. COP29, daha spesifik uyum hedefleri belirlenmesi için bir fırsat olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’nin COP29 gündemi değerlendirmesine ve yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) tarafından hazırlanan yeni rapor, Borsa İstanbul 100 (BIST 100) Endeksi’nin karbon riskinin azımsanmayacak bir seviyede olduğunu ve varlıkların gelecek dönemde sermaye piyasalarından kaynak sağlayamama riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini gösteriyor.

Âtıl Varlık Riski ve Fosil Yakıt Yatırımlarından Çekilme Eğilimi: BIST 100 Örneği başlıklı rapor, BIST 100 Endeksi’nin karbon yoğun yatırımlarla olan ilişkisini ortaya koyarak, Türkiye sermaye piyasalarının küresel fosil yakıtlardan çekilme / fosil yakıtlara yatırım yapmama  eğilimlerinden etkilenme potansiyelini araştırıyor.

Çalışmada fosil yakıttan çekilme eğilimi ve bu eğiliminin küreseldeki görünümünü ortaya koyan rapor, BIST 100 Endeksi’nin karbon (ya da fosil yakıt) maruziyetinin de Londra, São Paulo, Moskova, Avustralya ve Toronto gibi diğer büyük borsalarla da kıyaslandığında, azımsanmayacak bir seviyede olduğunu vurguluyor.

Türkiye için yapılan hesaplamaya göre, BIST 100 Endeksi’nin bağlı ortaklıklarının fosil yakıt yatırımlarından kaynaklanan karbon riskine maruz kalma oranı %11,3 seviyesinde.

  • Doğrudan ve dolaylı yatırımlar: Söz konusu maruz kalma oranının 7,3 puan doğrudan fosil yakıt yatırımları olan firmalardan kaynaklanırken, 4 puanı ise hem fosil hem de yenilenebilir enerji yatırımları olan firmalardan kaynaklanıyor. Bu 4 puanın içindeki fosil yakıt yatırımları kurulu güç ve yatırım maliyetlerine göre ağırlıklandırıldığında BIST 100 firmalarının doğrudan karbon riskine maruz kalma oranının %8,7’ye yükseliyor.

  • Diğer borsalarla kıyas: Londra, São Paulo, Moskova, Avustralya ve Toronto borsalarının piyasa değerlerinin yaklaşık %20 ile %30’unun fosil yakıt yatırımlarıyla ilişkili olduğu belirtiliyor. Bu borsalarda dünyanın en büyük fosil yakıt şirketlerinin (Shell, BP, Rosatom, ASX Oil) işlem gördüğü göz önünde bulundurulduğunda BIST 100 karbon maruziyetinin göz ardı edilemeyecek bir seviyede olduğunun vurgulanması gerekiyor.

  • Nedenler: BIST 100 firmalarının küresel yatırımcıların fosil yakıt yatırımlarından çıkış hareketlerine bağlı olarak maruz kalabileceği riskte, piyasa oynaklığı, düzenlemelerdeki değişiklikler, teknolojik ilerlemeler ve şirketlerin tabi oldukları çevresel, sosyal ve yönetişimsel (ESG) değerlendirmelere kadar birçok faktör rol oynuyor. Buna bağlı olarak BIST 100 firmalarının karbon riskine maruz kalan sermaye oranlarının farklılaştığı görülüyor.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz.

 

Benzer Yazılar