Bugün, 30 Eylül 2024.
SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…
Bu sayıda, geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen COP28 iklim konferansında belirlenen hedeflerin uygulanmasının küresel enerji sistemi ve emisyonlar üzerindeki etkisini analiz eden Uluslararası Enerji Ajansı raporunu inceliyoruz.
Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Keyifli okumalar,
Oil Change International’ın yeni yayımlanan araştırması, zengin ülkelerin servet, kurumlar vergisi ve fosil yakıtlara yönelik verginin toplamından yılda 5 trilyon dolar gelir elde edebileceğini gösteriyor.
Nasıl? Milyarderlere uygulanacak bir servet vergisiyle dünya çapında 483 milyar dolar gelir elde edilebilirken, finansal işlem vergisiyle 327 milyar dolar toplanabilir. Büyük teknoloji, silah ve lüks moda satışlarından alınacak vergilerin toplamı da 112 milyar dolara ulaşıyor.
Teşvikler: Fosil yakıtlara verilen sübvansiyonların durdurulması, dünya çapında yaklaşık 846 milyar dolarlık kamu kaynağının serbest kalmasına neden oluyor. Fosil yakıt çıkarımına ilişkin vergiler ise küresel olarak 618 milyar dolar değerine ulaşıyor.
Bir adım geriden: Gelişmekte olan ülkeler, sera gazlarını azaltmalarına ve aşırı hava koşullarının etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için yılda en az 1 trilyon dolar kamu fonu talep ediyor. Şu anda G20 başkanlığını yürüten Brezilya, milyarderlere yaklaşık %2 oranında bir servet vergisi uygulanmasını tartışmaya açıyor.
Climate Analytics ve NewClimate Institute tarafından yayınlanan analize göre, küresel iklim hedeflerine ulaşabilmek için mevcut rüzgâr ve güneş enerjisinin %70’inden fazlasını oluşturan 11 ülkede, söz konusu teknolojilerin 2030 yılına kadar beş kat (mevcut yıllık oranlardan üç kat daha hızlı), 2035 yılına kadar ise sekiz kat büyümesi gerekiyor.
Türkiye: Türkiye’nin rüzgâr ve güneş enerjisine geçişi yavaşlıyor. Rüzgâr enerjisi üretimi ise ilk kez düşüş gösteriyor. Bunu tersine döndürmek için elektrik sisteminin ağırlıklı olarak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla çalışan bir sisteme dönüştürülmesi öneriliyor.
Türkiye’de kömür kullanımı: Çalışma, Türkiye’de kömür kullanımının 2021’den bu yana arttığını, boru hattında çok sayıda fosil yakıt projesi olduğunu ve rüzgâr ve güneşe geçişin bu nedenle yavaşladığını gösteriyor.
Dünya Bankası, 2024 mali yılı boyunca iklim finansmanında 42,6 milyar dolar –bir önceki yıla göre %10 artış– sağladığını ve bunun bir rekor olduğunu duyurdu. 30 Haziran’da sona eren mali yıl boyunca iklim finansmanındaki 4 milyar dolarlık artış, bankanın hedeflerine doğru ilerlediğini gösteriyor.
Fakat: Bu miktar, yükselen piyasalarda ve gelişmekte olan ülkelerde temiz enerji geçişini finanse etmek için yıllık olarak ihtiyaç duyulan trilyonlarca dolarlık ek kaynaktan oldukça uzakta.
Bir adım geriden: Banka, geçtiğimiz Aralık ayında, 1 Temmuz’da başlayan 2025 mali yılı için toplam kredilerinin %45’ini uyum ve azaltımı projelerini desteklemek için ayırmayı taahhüt etmişti.
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) her yıl düzenli olarak hazırladığı Kara Rapor’un altıncı çalışmasına göre, hava kirliliği sonucu gerçekleşen ölümler hem sayısal hem de orantısal olarak önceki yıllara göre artış gösterdi.
Temiz hava politikaları: Çalışma, temiz hava politikalarıyla Türkiye’de 68 bin 440 kişinin hayatını kaybetmesinin önüne geçilebileceğini ortaya koyarken Türkiye’de nüfusun %92’sinden fazlasının hâlâ Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre kirli hava soluduğunu aktarıyor. THHP’nin çözüm önerilerinin ilk sırasında ise enerjide fosil yakıtlara bağımlılığın hızla azaltması yer alıyor.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (International Energy Agency – IEA) From Taking Stock to Taking Action başlıklı raporu, Aralık 2023’te düzenlenen ve 200 ülkenin iddialı küresel enerji dönüşümü hedefleri üzerinde anlaşmaya vardığı COP28 iklim konferansının sonuçlarını analiz ediyor. Enerji dönüşümü hedeflerinin tam olarak uygulanmasının küresel enerji sistemi ve emisyonlar üzerindeki potansiyel etkisini inceliyor.
Enerji dönüşümü hedefleri: Bu hedefler arasında 2050 yılına kadar enerji sektöründe net sıfır emisyona ulaşılması, fosil yakıtlardan uzaklaşılması, 2030 yılına kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması, enerji verimliliği iyileştirme oranlarının iki katına çıkarılması ve diğer düşük emisyonlu teknolojilerin yaygınlaştırılmasının hızlandırılması yer alıyor.
Raporda öne çıkan bulgular
Yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına çıkarılması ve enerji verimliliğin iki katına çıkarılması hedeflerinin –ülkeler, sektörler ve teknolojiler arasında dengeli bir şekilde ve gerekli altyapıyı sağlayarak gerçekleştirildiği takdirde– 2050 yılına kadar net sıfır emisyona giden yolu açık tutması ve küresel sıcaklıkları 1,5 derecede tutmak için bir şans vereceği belirtiliyor. Bu hedeflere doğru bir şekilde ulaşılması halinde, on yılın sonuna kadar dünyanın sera gazı emisyonlarının normalde beklenene kıyasla 10 milyar ton azalacağı, 2035 yılına kadar küresel enerji kaynaklı emisyonların %60’ın üzerinde azaltılabileceği ve bunun iddialı ulusal katkı beyanlarına ulaşmanın temeli olduğu ortaya konuyor.
Hedeflerin kapsamlı plan ve politikalara dönüştürülememesi ya da depolama ve şebekeler gibi gerekli altyapıyı geliştirmekte yavaş kalınması durumundaysa COP28’de vaat edilenlerin gerçekleşmesinin güçleşeceği vurgulanıyor. Fosil yakıt kullanımının azaltılmasına yönelik olarak atılan adımların –fosil yakıt sübvansiyonlarının yeniden düzenlenmesi ve metan emisyonlarının azaltılmasına gibi– spesifik hedeflerle desteklenmesi bekleniyor.
2030 yılına kadar, COP28 sonuçlarının tam olarak uygulanmasını desteklemek için;
Yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına çıkarılması için 2030 yılına kadar 25 milyon kilometreden fazla elektrik şebekesinin inşa edilmesi veya iyileştirilmesi ve küresel enerji depolama kapasitesinin 2030 yılına kadar 1 500 GW’a çıkarılması gerekiyor.
Elektriğin nihai tüketimdeki payının küresel olarak %35’e ulaşması öngörülüyor. Gelişmiş ekonomilerde elektrikli araçların ve ısı pompalarının artan kullanımı; gelişmekte olan piyasalarda ise yeni binalar, fabrikalar ve cihazlar için verimlilik standartlarının güçlendirilmesi enerji verimliliğinin artırılmasında önem taşıyor.
COP28 vizyonundaki tüm hedefler eşit ayrıntıda değil. Bu nedenle hedeflerin ulusal plan ve politikalara nasıl dönüştürüleceğinin değerlendirilmesi gerekiyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına çıkarılması ve verimliliğin iki katına çıkarılması hedefleri, dünyayı 2030 yılına kadar Paris Anlaşması’yla uyumlu bir enerji sistemine giden yolun üçte ikisini karşılayabilecek nitelikte gözüküyor. Rapor, COP28 hedeflerine ulaşılmasının bu denli önemli olduğunu vurgularken; yaklaşan COP29 ve başta G20 ve G7 olmak üzere ilgili çok taraflı süreçlerin COP28’de varılan mutabakatın geliştirilmesi ve güçlendirilmesinde önemli bir rolü olduğunu öne çıkarıyor. COP28 hedeflerine ulaşmak için gerekli olan kolaylaştırıcı tedbirlerin ileriye taşınması ve iddialı ulusal katkı beyanlarına zemin hazırlamak için daha da fazlasının yapılması gerekiyor.
SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz:
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi / Energy Transition Center ‘nin sunduğu, Didem Eryar Unlu’nün moderatörlüğünü üstlendiği programa katılan SEFiA direktörü Bengisu Özenç, adil dönüşüm sürecinde bölgelerin sosyolojik yapılarının dikkate alınarak bir strateji geliştirilmesi önerisinde bulunurken, “Hem yereli hem merkezi bir araya getiren kapsamlı bir modele ihtiyaç var” diyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Gelecek Paktı’nı oybirliğiyle kabul etti.
COP29: İklim eylemlerine yönelik inisiyatifler duyuruldu.
COP29: COP29 Başkanlığı iklim finansmanı ve enerji depolama hedeflerini açıkladı.