Bugün, 20 Nisan 2025.
Bu sayıda Greenpeace Türkiye tarafından yayımlanan Afşin ve Elbistan için Kömürsüz Gelecek başlıklı raporu inceliyoruz.
Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Keyifli okumalar,
Metan emisyonları, yıllık 120 milyon tonla artışını sürdürüyor. Terk edilmiş petrol, gaz kuyuları ve kömür madenleri geçtiğimiz yıl dünya çapında 8 milyon ton metan emisyonuna (insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonlarının yaklaşık üçte biri) yol açtı. Söz konusu emisyonlar resmî olarak raporlanan seviyenin oldukça üstünde.
Tehlike: Ülkeler ve şirketlerin metan emisyonlarını azaltmaya yönelik mevcut taahhütleri küresel petrol ve gaz üretiminin %80’ini kapsıyor. Fakat şu anda bu üretimin sadece %5’i, sıfıra yakın metan emisyonu standardını karşılıyor.
Bir adım geriden: ABD ve Avrupa Birliği liderliğinde 100’ün üstünde ülke, 2021 yılında İskoçya’da düzenlenen COP26’da Küresel Metan Taahhüdüne katılarak metan emisyonlarını 2030’a kadar 2020 seviyesine göre en az %30 azaltmayı hedeflemişti.
Dünya genelinde elektrikli araç satışları, 2025’in ilk çeyreğinde yıllık bazda %35 artış gösterdi. Geçtiğimiz yıl 17 milyonu aşan toplam elektrikli araç satışlarının, bu yıl 20 milyonu (dünya çapında satılan her dört araçtan biri) aşması bekleniyor.
Neden önemli? Küresel ekonomideki belirsizlikler ve otomotiv sektörüne yönelik baskılara rağmen elektrikli araç satışları artıyor.
Çin, ABD ve Avrupa: Çin, geçtiğimiz yıl 11 milyon elektrikli araç (2022 yılında dünya çapında satılan toplam elektrikli araç sayısı) satışıyla, toplam elektrikli araç satışlarının yarısından fazlasını gerçekleştirdi. ABD’deki elektrikli araç satış sayısı yıllık bazda %10 arttı. Avrupa’da ise teşvikler ve destekleyici politikaların zayıflamasıyla satışlar durgun seyretti.
Dünya genelinde güneş enerjisi kurulumu, 2024 yılında, bir önceki yıla kıyasla %33’lük bir artışla, 597 GW’lık rekor seviyede gerçekleşti ve 2 TW eşiğini aştı. Güneş enerjisi, küresel kurulumların %55’ini oluşturdu.
Öngörüler: 2030 yılının sonuna kadar kapasiteye her yıl 1 TW’lık ekleme yapılabileceği öngörülüyor.
Çin: Çin, 329 GW ek güneş enerjisi kapasitesiyle ilk sırada yer aldı.
Türkiye: Güneş enerjisi potansiyeli yüksek bir ülke olan Türkiye, 8,5 GW ile kapasitesine en çok ekleme yapan 7. ülke oldu.
Türkiye’nin toplam rüzgâr kurulu gücü 14 bin MW’a yaklaşırken 2024 yılı sonu itibarıyla net kurulu güç 13.792,50 MWm oldu. 2024 yılı boyunca 1.310,07 MWm yeni rüzgâr yatırımı sisteme dâhil edildi. Türkiye’de üretilen elektriğin ortalama %11,34’ü rüzgâr enerjisinden sağlandı.
Ayrıntılar: En yüksek kurulu güce sahip şehirler sırasıyla; İzmir, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ve Manisa oldu. Depolamalı projelerin ülke genelinde dağılımına baktığımızda da en yüksek kurulu güce sahip şehirler; Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Antalya ve Eskişehir olarak belirlendi.
Greenpeace Türkiye tarafından yayımlanan Afşin ve Elbistan için Kömürsüz Gelecek- Kahramanmaraş Afşin-Elbistan İlçeleri Sosyo-Ekonomik Yapı ve Yeşil Adil Dönüşüm İmkanları başlıklı rapor, Kahramanmaraş’ın Afşin ve Elbistan ilçelerinde yeşil adil dönüşüm imkânlarını inceliyor.
‼️ Türkiye’nin en fazla linyit kömür rezervlerine sahip bölgelerinden biri olan ve uzun yıllardır termik santraller ile santrallere bağlı çevre ve insan hakları sorunlarıyla gündeme gelen Kahramanmaraş iline bağlı Afşin ve Elbistan ilçelerinde bulunan iki termik santralden biri olan Afşin Elbistan A Termik Santrali’ne iki ünite daha eklenmesi gündemde.
Rapor, yapımı planlanan ek termik santral ünitelerinin inşa edilmemesini ve kömürden adil çıkış sürecini destekleyecek şekilde bölgenin sosyo-ekonomik yapısı, kömür ekonomisi ile olan ilişkisi ve potansiyel geçim kaynaklarını değerlendiriyor. Deprem sonrası yeniden inşa sürecinde yeşil adil dönüşüm için fırsatları ve gereklilikleri analiz ediyor.
Yeşil adil dönüşüm için bölgenin sosyo-ekonomik yapısı ve istihdam olanaklarının kısıtlılığı önemli bir engel teşkil ediyor: Afşin ve Elbistan eğitim ve sağlık altyapı ile hizmet olanaklarının kısıtlı, sivil toplum örgütlenmesinin yetersiz ve işsizlik oranının yüksek, dolayısıyla da sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyinin düşük olduğu ilçeler arasında yer alıyor. Bu nedenle bölgede yeşil adil dönüşümün sağlanabilmesi için hem termik santralin kapanması ile işsiz kalacak olanlar ve onların aile üyelerinin hayat standartlarını hem de termik santralin yarattığı dolaylı ekonomik hareketliliği koruyucu bir yol bulmak gerekiyor.
Kömürden adil çıkış, çevresel sürdürülebilirlik ile sosyal ve ekonomik adaleti birleştiren kapsayıcı bir yeşil adil dönüşüm modelini gerektiriyor: Raporda yeşil adil dönüşüm için mevcut i̇ş gücünün i̇stihdam edilebilirliğinin desteklenmesi, eğitim olanaklarının i̇htiyaca uygun şekilde güçlendirilmesi, hava ve çevre kirliliğini önleme ve rehabilitasyon çalışmaları yapılması, şehirlerarası ulaşım altyapısının tamamlanması, sosyal yaşamın canlandırılması ve sosyal hizmet faaliyetlerinin güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.
Bölgenin sahip olduğu bütün olanakları en efektif biçimde kullanmayı mümkün kılacak bir yatırım ve istihdam politikası oluşturulmalı: Rapor, kömür sektörü yerine bitkisel üretim ve tarıma dayalı sanayi, yenilenebilir enerji kaynakları, arıcılık gibi alanlarda yapılacak yatırımlar sayesinde adil bir dönüşümün mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Desteklenecek alternatif yatırım ve istihdam alanlarına dair önerilerin gerçekçi olması ve kaynakların etkili/verimli kullanabilmesi için tüm tarafları bir araya getirecek bir stratejiye, güven ve motivasyon ortamına ihtiyaç duyuluyor. Öte yandan ihtiyaç duyulan insan kaynağının bu bölgede yaşamayı tercih etmesini sağlamak için termik santrallerin yarattığı çevre tahribatını giderici tedbirler alınmalı, bölgenin ulaşım zorlukları giderilmeli ve sosyal yaşam canlandırılmalı.
SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz.