Çelik Gündemi

SEFiA Çelik Gündemi #14: Avrupa çelik sektöründeki tartışmalar, Hindistan’daki yeşil çelik hedefleri

sefia-celik-gundemi-web-14

Dünya’da ve Türkiye’de Çelik Üretimi

Küresel ham çelik üretimi, Ekim 2024’te geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla %1 artışla 152,1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.

  • İlk üç ülke: Ekim 2024’te Çin 81,9 milyon ton (yıllık %2,9 artış), Hindistan ise 12,5 milyon ton (yıllık %1,9 artış) üretimle küresel ham çelik üretiminde ilk iki sırayı aldı. Üçüncü sıradaki Japonya’nın üretimi ise yıllık %7,8 azalışla 6,9 milyon ton oldu.

Türkiye’de ham çelik üretimi, Ekim 2024’te bir önceki yılın aynı dönemine göre %0,7 artışla 3 milyon ton oldu.

  • Dış ticaret: Ekim 2024’te çelik ürünleri ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre %6,2 azalışla 728,8 milyon dolar; ithalat ise %16,8 artışla 1,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Geçtiğimiz yılın ilk on ayında %54 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2024 yılının aynı döneminde %76 seviyesine yükseldi.
  • Değerlendirme: Ekim ayında yılın 10 aylık dönem itibarıyla en düşük ham çelik üretimi artışı yaşandı. Türkiye, dünyanın en büyük ham çelik üreticileri sıralamasında 9. sıraya gerilese de 10 aylık dönemde %12,4 artış ve 30,9 milyon ton üretimle 8.sırada yer almaya devam etti. Söz konusu artış, 10 aylık dönemde çelik tüketiminin %1,8 oranında daralmasına engel olamasa da son çeyreğe girilirken olumlu bir gelişme olarak dikkat çekti.


Yılın son iki ayında, başta AB ülkeleri olmak üzere, dünya çelik talebindeki daralma nedeniyle, ihracatta % 30,7’lik artış seviyesinin gerileyerek %20’nin altına düşmesi, buna karşılık ithalattaki yüksek oranlı artışın kontrol altına alınarak, makul bir dengenin kurulması bekleniyor.

Çelik Gündeminde Öne Çıkan Gelişmeler

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in araştırması, planlanan korumacı önlemler nedeniyle ABD’de artacak yerel fiyatların küresel ortalama çelik fiyatlarını destekleyeceğini ve bu artışın Çin’deki düşük talebin aşağı yönlü baskısını dengeleyeceği düşüncesiyle; 2025 yılı ortalama küresel çelik fiyatları tahminini 730 $/mt’da sabit tuttu. Ortalama küresel çelik fiyatının 2026 yılında 700 $/mt seviyesine gerilemesi bekleniyor.

Avrupa Çelik Birliği (EUROFER), AB Temiz Sanayi Anlaşması kapsamında güçlü bir Avrupa Çelik Eylem Planı’nın bekletilemeyeceği, aksi takdirde Avrupa genelinde üretim değer zincirlerinin yok olacağı uyarısında bulundu. AB Komisyonu’nu Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM) ile enerji ve çelik hurdası konularında hızlı tedbirler almaya çağırdı. 

  • Mevcut görünüm: AB çelik üretimi 2018 yılından bu yana 34 milyon ton düşerek 2023 yılında 126 milyon tona, kapasite kullanım oranı ise %60’a geriledi. AB pazarının %27’sini oluşturan çelik ithalatı, yerli üretimi zayıflatmaya devam ediyor.
  • İstihdam: Son 15 yılda yaklaşık 100.000 çelik işçisi işini kaybederken, bu durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor.
  • Öneriler: EUROFER, öncelikle gümrük tarifesi rejiminin iddialı bir biçimde uygulanmasını, CBAM ile çelik ihracatının korunmasını ve çelik hurdasının Avrupa’da tutulmasını öneriyor.


Almanya Çelik Federasyonu tarafından yapılan açıklamada Avrupa’daki düşük fiyatlı ithalattan kaynaklı haksız rekabetin Almanya çelik sektörünü tehdit altında bıraktığı belirtildi. Çelik sektörünü korumak ve net koruma önlemleri devreye almak için Avrupa ülkelerinin bir bütün olarak hareket etmesi gerektiğine dikkat çekildi.

  • Enerji maliyetleri: Açıklamada, yüksek enerji maliyetlerinin yerel çelik sektörünün en kritik problemi olduğu, Almanya Hükümeti’nin uzun vadede elektrik fiyatlarını önemli ölçüde düşürmesi gerektiği ve şebeke kullanım oranları için önerilen devlet yardımlarının da yeterli düzeyde olmadığı vurgulandı. 


Lüksemburg merkezli çelik üreticisi ArcelorMittal, Fransa’daki çelik üretim faaliyetlerinin karbondan arındırılmasına yönelik yatırımlarını AB politikalarındaki belirsizlikler sebebiyle geçici süreliğine erteledi. Firmadan yapılan açıklamada CBAM’in daha etkili hâle getirilmesi ve ticareti koruma önlemlerinin daha da güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.

  • Bir adım geriden: Fransa Hükümeti, ArcelorMittal’ın Dunkirk ve Fos-sur-Mer tesislerini 2030 yılına kadar karbondan arındırmak amacıyla yapacağı 1,7 milyar avroluk yatırımı desteklemek üzere 850 milyon avroluk devlet desteğini onaylamıştı.

İsveç merkezli çelik üreticisi SSAB, karbonsuzlaşma çalışmalarını desteklemek amacıyla AB fonundan 133,6 milyon dolar finansman aldığını duyurdu. Firma, söz konusu finansmanla, Lulea tesisindeki mevcut yüksek fırınlarını elektrikli ark ocaklarıyla değiştirmeyi planlıyor. 

  • Neden önemli? Şirketin Oxelosund tesisinde de 2026 yılının sonuna doğru elektrikli ark ocaklarını devreye alacağı belirtiliyor. Böylece İsveç’in karbon salımını %10 azaltacağı öngörülüyor.


Hindistan Hükümeti, ülke içinde yeşil çelik üretimini hızlandırmayı amaçlayan özel bir teşvik paketi hazırlıyor. Çelik Bakanlığı’nın öncülük ettiği bu girişim, çelik sektörünü düşük karbonlu üretim yöntemlerini benimsemeye teşvik ederek, Hindistan’ın sürdürülebilir endüstriyel uygulamalara geçişini desteklemeyi ve sektördeki rekabetçiliğini güçlendirmeyi amaçlıyor.

  • Teşvik paketi: Teşvik paketi kapsamında çelik üretiminde yeşil hidrojen ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı önceliklendiriliyor. Yeşil teknolojilere yatırım yapan firmalar için finansal teşvikler sunuluyor.
  • Yeşil çelik sınıflandırması: Çelik Bakanlığı tarafından açıklanan yeni çelik sınıflandırmasına göre; üretim sonunda metrik ton başına karbon salımı 2,2 mt’den az olan nihai mamul, “yeşil çelik” olarak tanımlanacak. 2- 2,2 mt altındaki ürünler “üç yıldızlı yeşil çelik”, 1,6 mt’nin altındaki ürünlerse “beş yıldızlı çelik” olarak adlandırılacak.
  • AB ile iş birliği: Ayrıca, Hindistan Dışişleri Bakanlığı, AB ile –altyapı geliştirilmesi, teknoloji alanında iş birliği ve tedarik zincirinin güçlendirilmesi de dâhil olmak üzere– yeşil hidrojen sektörüne yönelik anlaşma imzaladığını duyurdu.


Japonya merkezli çelik üreticisi JFE Steel, yüksek fırın yerine elektrikli ark ocağı kullanmak ve karbondan arındırma operasyonlarında araştırma-geliştirmeyi ilerletmek için yeni Yeşil Dönüşüm Teşvik Yasası aracılığıyla sağlanan devlet fonuna başvurdu. Söz konusu elektrikli ark ocaklarının 2027 yılından itibaren devreye alınması bekleniyor.

  • Bir adım geriden: Firma yetkilileri geçtiğimiz haziran ayında yaptıkları açıklamada, JFE’nin yüksek verimli bir ergitme teknolojisi geliştirdiğini ve 2024/2025 mali yılında devreye alınacak bir pilot elektrik ark ocağı inşa ettiğini duyurmuştu.


Türkiye Endüstriyel Karbonsuzlaştırma Yatırım Platformu –Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Dünya Bankası ve Uluslararası Finans Kuruluşu’nun (IFC) sağladığı destekle– Türkiye’nin emisyon hedeflerine ulaşmak üzere devreye alındı. Projeyle Türkiye’nin çelik, alüminyum, çimento ve gübre sektörlerinin karbonsuzlaştırılması ve bu yöndeki çalışmaların sürdürülebilmesi amacıyla kritik teknolojiler, finansman ve politikalara ilişkin yol haritalarının oluşturulması amaçlanıyor. 

  • Hedef: Platform kapsamında 2030 yılına kadar 5 milyar dolar yatırım yapılarak karbon salımında 20 milyon tonun üstünde düşüş sağlanması planlanıyor. 

Raporlar ve değerlendirmeler

Birleşik Krallık merkezli ticaret Birliği UK Steel, yayınladığı “Kamu Çelik Alımları: Gelişen bir sektör düşünme zamanı” başlıklı yeni raporda, ülkede üretilen çeliğin hükümet projelerinde kullanımını artırmaya yönelik bir dizi öneri sunuyor: Rapora göre hükümetin temin ettiği çeliğin üçte biri ithal ediliyor ve bu durum vergi mükelleflerine yıllık 1,5 milyar avroya mal oluyor. Kamu ihale sözleşmeleri yoluyla yerel çelik kullanımının zorunlu hâle getirilmesi, teklif sunan proje geliştiricilerinin değerlendirilmesi, önemli altyapı projeleri için %20’un altında olmamak üzere yerel içerik gerekliliklerine uyma zorunluluğu getirilmesi ve dayanıklı bir tedarik zinciri oluşturmak üzere kamu-özel ortaklığı kurulması öneriliyor.

Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü’nün (IEEFA) yeni çalışmasına göre karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin çelik sektöründeki görünümü kötüye giderken; birçok dev çelik üreticisi, bu teknolojilere yatırım yapmakta ısrarcı gözüküyor: Çalışmada, yüksek fırın bazlı çelik üretimine yönelik karbon yakalama teknolojisinin dünyanın hiçbir yerinde ticari ölçekte faaliyete geçmediği belirtiliyor. Yeterli düzeyde karbon yakalama teknolojisinin, kömür bazlı çelik üretim tesislerinde hiçbir zaman mali açıdan uygun hâle gelemeyeceği belirtiliyor. Öte yandan, 2030 yılına kadar doğrudan indirgenmiş demir tesislerinin kapasitesi yıllık 96 milyon tona ulaşırken, yüksek fırın bazlı üretime yönelik ticari ölçekli karbon yakalama teknolojisinin yıllık sadece bir milyon ton seviyesinde kalacağı vurgulanıyor. 

Avrupa Geri Dönüşüm Endüstrileri Konfederasyonu (EuRIC) tarafından hazırlanan metinde geri dönüştürülmüş çeliğin çevresel faydaları üstünde duyuruluyor: Çelik üretim sürecinde girdi olarak daha fazla geri dönüştürülmüş çeliğin kullanılmasının, işlenmemiş demir cevherine kıyasla çelik üretiminin çevresel ve karbon ayak izini önemli ölçüde azaltabileceği vurgulanıyor. Geri dönüştürülmüş çeliğin güvenilir, ekonomik olarak uygulanabilir bir teknoloji olduğunun ve AB’nin stratejik özerkliğine de katkı sunacağının altı çiziliyor. Kurumun Avrupa çelik endüstrisinin geleceğine ilişkin görüşü paylaşılıyor. Hem çevresel hem de ekonomik esneklik sağlamak için geri dönüştürülmüş çelik kullanımını teşvik eden önlemler alınması çağrısında bulunuluyor.

OECD tarafından yayımlanan “Sübvansiyonların çelik firmaları üzerindeki nicel etkileri” başlıklı politika değerlendirme notu, sübvansiyonların çelik firmalarının finansal performansı ve ham çelik üretim kapasitesi üzerindeki etkisine dair ekonometrik bir analiz sunuyor: Analizde OECD üyesi olmayan ekonomilerdeki çelik firmalarına sağlanan hibelerin büyük kapasite artışlarıyla ilişkili olduğu belirtiliyor. Her bir ilave 1 milyon doları hibe, yaklaşık 7.000 ila 11.000 metrik tonluk kapasite artışı sağlıyor. Bu durumun, farklı sübvansiyon programı içeriklerinden ve sübvansiyon kullanımının farklı derecelerde uygulanabilirliğinden kaynaklandığı vurgulanıyor.

Varşova merkezli düşünce kuruluşu Instrat tarafından hazırlanan rapor, Polonya çelik endüstrisini yüksek enerji fiyatları, kömüre bağımlılık ve belirsiz iklim-ticaret politikası ekseninde değerlendiriyor. Düşük ve sıfır emisyonlu çelik üretim maliyetlerini inceliyor: Avrupa’da önemli devlet fonlarıyla desteklenen pek çok yeşil çelik projesi hayata geçirilirken, hâlâ kömüre dayalı eski teknolojilere sahip Polonya’da çelik sektörünün karbonsuzlaştırılması gereği tartışmaya açılıyor. Polonya endüstrisinin –RES’in geliştirilmesinde yıllarca süren gecikme ve hâlâ kömüre bağımlı olması nedeniyle– Avrupa’daki en yüksek enerji fiyatlarıyla karşı karşıya olması eleştiriliyor. Önümüzdeki dönemde ülkede yüksek miktarlarda yeşil çeliğe ihtiyaç duyulacağı vurgulanıyor. Farklı çelik karbonsuzlaştırma yollarının rekabet gücüne etkisini araştırıyor ve uzun vadeli bir perspektifte çelik arzının nasıl güvence altına alınacağını değerlendiriyor.

Temiz Enerji Alıcıları Derneği’nin (CEBA) yeni raporu, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki karbon yoğun birincil çelik üretim süreçlerinin 2050 yılına kadar bir dizi gelişmiş karbonsuzlaştırma teknolojisini kullanacak şekilde dönüştürülmesi için gereken elektrik ihtiyacını modelliyor: Modelleme sonuçları çeliğin karbonsuzlaştırılmasının elektrik üretiminde, birincil çelik üretimine ev sahipliği yapan yedi eyalette 2050 yılında beklenen elektrik talebinin yaklaşık %10’una varan oranda; önemli artışlar gerektireceğini gösteriyor. Çelik ve daha geniş endüstriyel dekarbonizasyonu desteklemek için kapsamlı bölgesel ve bölgeler arası iletim planlamasının gerekli olduğu söyleniyor.

Etkinlikler

2nd Global Steel Sustainability Europe 2025
| 26-27 Şubat 2025 (Frankfurt, Almanya)

3rd European Green Steel Summit 2025
| 25-26 Mart 2025 (Almanya)

The Australian Green Iron & Steel Forum
| 26-27 Mart 2025 (Perth, Avustralya)

Metal Expo Istanbul 2025
| 24-27 Eylül 2025 (İstanbul, Türkiye)

Stainless Steel World Conference & Expo 2025
| 18-20 Kasım 2025 (Maastricht, Hollanda)

Middle East Iron & Steel 2025
| 7-10 Aralık 2025 (Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri)

Benzer Yazılar