Blog

Türkiye’nin Yeni İklim Taahhüdü: 2053’e Giden Yol Nerede Tıkanıyor?

sefia-blog-turkiye-ndc

İçindekiler

Kasım 2022’de “Türkiye’nin 8,6 Gt Emisyonunu Kim Finanse Edecek?” başlıklı yazımızda, Türkiye’nin o dönemki iklim taahhütleri ile finansman ihtiyacını ele almıştık. O yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

24 Eylül 2025’te (TSİ 21.40 civarlarında) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde Türkiye’nin yeni Ulusal Katkı Beyanı’nı (NDC) açıkladı. Peki bu yeni hedefler, Türkiye’nin 2053 net sıfır vizyonuna gerçekten kapı açıyor mu?

Bu açıklama kısaca bize şunları gösteriyor:
  • Türkiye’nin hiçbir önlem almadığı durumda emisyon artışı tarihsel artışın 2 katı hızlı olacak.
    Resmi referans senaryoda, yani işlerin olağan halinde devam ettiği durumda Türkiye, 2035’e kadar emisyonlarını son 30 yılda artırdığından 2 kat daha hızlı bir şekilde artıracak. Türkiye’de 1990-2023 yılları arasında emisyon artış hızı yıllık ortalama %3’ken, yeni NDC’de referans senaryo altında bu oran %6. Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamasının ardından 2022’de güncellediği NDC’de, tarihsel artıştan 3 katı hızlı şekilde %9’luk bir artış öngörüldüğünü, bu açıdan sınırlı bir iyileşme olduğunu not edelim.

  • Azaltım önlemleri emisyon artış hızını tarihsel artışın yarısına indirecek ama bu yeterli değil.
    Azaltım senaryosu altında ise Türkiye 2035’e kadar emisyonlarını yılda ortalama %1,3 artırarak 643 milyon ton CO2e seviyesine getirmeyi taahhüt ediyor. Yine bir hatırlatma yapacak olursak: önceki NDC’de bu oran %3’tü ve tarihsel emisyon artış hızını aynen takip ediyordu. Yeni patikada ise referans senaryodan 466 milyon ton daha düşük olacağı söylenen azaltım seviyesi, tarihsel artış hızının neredeyse yarısına denk geliyor ve önceki NDC’ye göre sınırlı bir iyileşme gösteriyor. Ancak, yakın zamanda İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2053’te Net Sıfıra Doğru” çalışmasından da gördüğümüz gibi Türkiye’nin yeni resmi azaltım senaryosu, gerçekçi varsayımlar altında, hiçbir azaltım önleminin alınmadığı olağan senaryo seviyelerine ancak denk geliyor. İPM’nin çalışması Türkiye’nin mevcut durumu devam ettirmesi, herhangi ek bir politika izlememesi durumunda emisyonların 2035’te 655 milyon ton CO2e seviyesine gelebileceğini söylüyordu. (Resmi azaltım senaryosunda bu seviye 643 milyon ton CO2e.)

  • Güncel NDC ile 2053 net-sıfır hedefine ulaşmak olası değil.
    Cumhurbaşkanı her ne kadar Türkiye’nin emisyonlarını en üst düzeye çıkaracağı yılla ilgili herhangi bir açıklama yapmamış olsa da önceki NDC’de açıklanan ⁠⁠2038 pik yıl varsayımını koruduğumuz durumda, 2053 net sıfır hedefine ulaşmak için yılda ortalama %12 ‘ilk bir azaltım temposuna girmemiz gerekiyor. Emisyonları 2035’ten itibaren azaltacağımızı düşünürsek bile bu azaltım hızı %10’un üzerinde olmalı. Tekrar hatırlatmak gerekirse COVID pandemisi zamanında küresel emisyonlar %7 civarında bir düşüş sergilemişti.

Kısacası ya 2053 net-sıfır hedefimizden vazgeçtiğimiz ya da yakın zamanda güncel gelişmeler ve bilimsel gerçeklik ışığında yeniden güncellenmesi gereken bir NDC ile karşılaştık. Türkiye’nin iklim hedeflerini gölgede bırakmayan, orta vadede İklim Kanununa gerekli doğrultuyu sağlayan, tüm paydaşlara ihtiyaç duyulan mesajları veren ve iklim değişikliğinden sorumlu büyük kirletici ülkelere de sorumluluğunu hatırlatan bir NDC’ye ihtiyacı var. Biz de iklim politikaları alanında çalışan uzman kuruluşlar olarak, kapsayıcı/katılımcı bir şekilde yürütülmesini talep ettiğimiz çalışma süreçlerine katkı sağlama arzumuzu tekrar ifade ediyoruz.

Parçası olduğumuz İklim Ağı’nın NDC ile ilgili açıklamasına buradan ulaşabilirsiniz.

Benzer Yazılar