28. Taraflar Konferansı (COP 28) 30 Kasım’da başladı. Yoğun gündemde öne çıkan gelişmeleri üç ana başlıkta derledik:
- COP 28 gündemi: Türkiye, Küresel Karbonsuzlaşmayı Hızlandırma Girşimi’ni imzalamadı.
- İklim STK’larının iklim hedefini yenileme çağrısı: Türkiye’nin, 2053’te net sıfır hedefine ulaşabilmesi için, 2020 yılına kıyasla 2030’a kadar en az %35 mutlak emisyon azaltımı hedeflemesi gerekiyor.
- BIST 30 firmalarının iklim karnesi: İklim İçin 350 Derneği ve SEFiA tarafından yayınlanan rapor Borsa İstanbul’da işlem gören ilk 30 şirketin (BIST 30) iklim karnelerini inceliyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye Yeşil Fonu adında bir girişim sermayesi yatırım fonunun kurulduğunu ve Dünya Bankası ile geliştirilen Yeşil Finans Projesi için Türkiye Sınai Kalkınma Bankası AŞ’ye sağlanacak 155 milyon dolar kredinin onaylandığını duyurdu.
- Ne hedefleniyor? Projeyle işletmelere yeşil finansman arzının sağlanması, yeşil teknolojilere yatırımın teşvik edilmesi ve finansal sektörün çeşitlendirilmesi amaçlanıyor. 155 milyon dolarlık kredinin kaldıraç etkisi yaratması ve ilerleyen dönemde, fona diğer yatırımcıların da kaynak sağlaması bekleniyor.
- Öte yandan: Şimşek, Dünya Bankası’nın Türkiye’ye sağladığı finansman imkânının 2023 yılında 3,3 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştığını, Banka’nın Türkiye’ye yönelik kaynak tutarını 18 milyar dolar ilaveyle 35 milyar dolara yükselttiğini ve bu kaynağın kullanımının gelecek 3 yılda olacağını belirtiyor.
- Analiz: Çalışma, küresel enerji sektörü emisyonlarının %90’ını temsil eden 57 ülke ve AB için yenilenebilir enerji hedeflerini analiz ediyor. Bu hedeflere göre, küresel yenilenebilir enerji kapasitesi 2022’de 3,4 TW iken iki kattan fazla artarak 2030’da tahmini 7,3 TW’a ulaşıyor. Kapasitenin dörtte üçünden fazlası güneş ve rüzgârdan sağlanıyor.
- 3 kat hedefi: Bu on yılın geri kalanında 2016’dan bu yana yenilenebilir enerjide elde edilen %17’lik büyüme oranının devam ettirilmesinin, dünyayı yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına çıkarma yolunda ilerleteceği belirtiliyor
- Perspektif: Rapora göre, gezegeni 1,5 derecelik sıcaklık artışında tutabilmek için sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar %42 oranında azalması gerekiyor. En iyimser senaryoda bile ısınmayı 1,5 derece ile sınırlama şansı yalnızca %14.
- Son durum: Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) Küresel İklimin Durumu 2023 raporu, Ekim 2023’ün sonuna kadar olan verilerin, bu yıl küresel ortalama sıcaklıkların sanayi öncesi dönem (1850-1900) ortalamasının yaklaşık 1,4 derece üzerinde olduğunu ortaya koyuyor.
- Öte yandan: Birleşik Krallık merkezli yardım kuruluşu Oxfam’ın yeni raporu insanlığın en zengin %1lik kesiminin, en yoksul %66’lık kesimden daha fazla emisyona neden olduğunu ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP 28) kayıp ve zarar fonunun kurulmasıyla başladı. Yoksul ülkelerin yıllardır talep ettiği kayıp ve zarar fonundaki bu erken atılım, iki haftalık zirve sırasında yapılacak diğer uzlaşıları da destekleyecek bir adım olarak değerlendirildi.
- Kayıp ve zarar fonu tartışmaları: Gelişmiş ülkelerin endüstriyel faaliyetleri sonucu sıcaklık artışlarına neden olması ve buna dair mali sorumluklarını kabul etmemeleri ya da bu değişimden etkilenmeye açık savunmasız ülkelere tazminat teklif etmeye isteksiz olmalarına dayanan “kayıp-hasar finansmanı”, iklim adaletiyle birlikte öne çıkan, önemli bir tartışma. Taraflar, ilk olarak geçen yıl COP27’de Kayıp Zarar Fonu’nun oluşturulmasına yönelik fikir birliğine varmıştı.
İlgili anlaşma metninde gönüllülük esasına dayalı sağlanacak fonun taban çizgisinin 2030 itibarıyla yıllık en az 100 milyar dolar olacağı belirtildi. Fakat öte yandan önemli bir ilerleme olmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerine adaptasyonu için yıllık 215-387 milyar dolar finansman ihtiyacı olduğu belirtiliyor.
Dünya Bankası Başkanı Ajay Banga, COP28’deki konuşmasında Dünya Bankasının dört yıl süreyle geçici ev sahipliği yapacağı Kayıp Zarar Fonu’na ilişkin, bağışçı ülkelerin şimdiden 420 milyon taahhütte bulunduğunu ve erken aşamadaki bu taahhütlerin fonun geleceği açısından iyi işaret olduğunu belirtti.
- Öte yandan: Dünya Bankası COP 28’de, 1 Temmuz 2024’ten 30 Haziran 2025’e kadar sürecek mali yıl için yıllık finansmanının %45’ini iklimle ilgili projelere ayırdığını duyurdu.
Eski dünya liderleri ve önde gelen ekonomistler, zirve öncesinde COP28 ve G20 devlet başkanlarına hitaben yazdıkları mektupta; iklim felaketlerinin dünyanın en yoksul ve en savunmasız insanları üzerindeki etkisinin giderilmesine yardımcı olmak için, petrol üretimi yapan ülkelerin yüksek gelirlerinin 25 milyar dolarlık bir vergiye tabi olması gerektiğini belirtti. İmzacılar, söz konusu verginin, kayıp ve zarar fonu ile 2030 için belirlenen hedefler doğrultusunda yaratılan diğer programlarını destekleyeceğini ifade ediyor.
Öte yandan Türkiye’nin, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden mustarip olması nedeniyle kayıp ve zarar fonundan yararlanmak üzere taleplerini dile getirdiği belirtiliyor. Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Semra Mazlum Cerit, Türkiye’nin rejimin içinde bulunduğu kategorinin dışında bir gruptan temsil sağlamak üzere kurulda yer almak istediğini; fakat rejim içerisinde bir EK-1 ülkesi olduğu için içerisinde bulunduğu grupla talebinin eşleşmediğini belirtiyor.
Konferansta Türkiye’nin konumu
COP28’de konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapma talebini yineledi ve hükümetlerden bu konuda destek istedi. Öte yandan Türkiye’nin emisyon azaltım hedefini iki kat arttırdığını ifade etti.
Oysa yapılan hesaplamalar, Türkiye’nin geçtiğimiz yıl güncellediği emisyon azaltım planının emisyonların
118 hükümet, COP 28’de, Küresel Karbonsuzlaşmayı Hızlandırma Girişimi kapsamında dünyanın enerji üretiminde fosil yakıtların payını azaltmanın bir yolu olarak yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar üç katına ve enerji verimliliğinin ilerleme hızını ise iki katına çıkarma sözü verdi.
- Türkiye, girişimin dışında kaldı: Taahhüdü imzalayan ülkeler arasında Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Brezilya, Japonya, İngiltere, Meksika, Polonya, Almanya, Avustralya, Kanada, Danimarka, Fransa, Kenya, Hollanda, Nijerya ve İspanya yer alırken; 2020 yılında birincil enerji tüketimi içerisinde %16,7 olan yenilenebilir enerji kaynaklarının payını 2035 yılında %23,7 bandına yükseltmeyi hedefleyen Türkiye ise Çin, Hindistan ve Güney Afrika gibi ülkeler ile söz konusu taahhüde imza atmadı.
- Öte yandan: Girişim, ayrıca, nükleer enerjinin genişletilmesi, metan emisyonlarının azaltılması ve kömür enerjisine yönelik özel finansmanın durdurulması da dâhil olmak üzere enerji sektörünün karbondan arındırılmasını amaçlıyor.
Aralarında ABD, Çek Cumhuriyeti, Kıbrıs, Dominik Cumhuriyeti, İzlanda, Kosova ve Norveç’in bulunduğu 7 ülke, COP28’te kömürden çıkış ittifakı Powering Past Coal Alliance’a katıldığını duyurdu. Yedi ülke, küresel sıcaklık artışını 1,5 derecede sınırlama hedefini ulaşılabilir kılmak için karbon tutma teknolojisine sahip olmayan yeni kömür santralleri geliştirmemeyi ve hâlihazırdaki karbon tutma teknolojisine sahip olmayan kömür santrallerinden aşamalı olarak çıkmayı taahhüt ediyor.
- Türkiye’nin kömür ısrarı: Buna karşılık Türkiye, COP 28’de gerçekleştirilen Global Stocktake çalışma grubu toplantısında, fosil yakıtların kademeli azaltımına ve fosil yakıtlardan kademeli çıkış seçeneklerine karşı çıktı.
123 ülke, hükümetlerin ilk kez toplulukları korumanın ve iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerini ele alacak sistemler kurmanın gerekliliğini kabul etmesini içeren sağlık deklarasyonuna imza attı.
- Türkiye, deklarasyonu imzalamadı: Bildirgeye Brezilya, Malavi, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda, Kenya, Fiji, Hindistan, Mısır, Sierra Leone ve Almanya gibi bu alanda önde gelen birçok ülkeden destek geldi. Türkiye ise imzacı ülkeler arasında yer almadı.
Nükleer enerji kapasitesinin artırılması, tarım ve gıda sistemleri
COP28’de 22 ülke, 2050’ye kadar nükleer enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması çağrısı yaptı. Çağrı bildirisini imzalayan ülkeler arasında; Bulgaristan, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Fransa, Gana, Macaristan, Japonya, Moldova, Moğolistan, Fas, Hollanda, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Güney Kore, İsveç, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri ve Birleşik Krallık bulunuyor. İklim STK’ları çağrıyı sert bir dille eleştirdi.
130’un üzerinde lider Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Sürdürülebilir Tarım, Dayanıklı Gıda Sistemleri ve İklim Eylemi Bildirgesini imzaladı. İklim değişikliğiyle mücadelede tarımın önemini vurgulamayı amaçlayan bildirge, tarım ve gıda sistemlerinin iklim değişikliğine yanıt verme potansiyelini vurguluyor.
STK’LARDAN HÜKÜMETE İKLİM HEDEFİNİ YENİLEME ÇAĞRISI
17 sivil toplum ve düşünce kuruluşu 30 Kasım’da başlayacak COP28 öncesinde Türkiye’nin emisyon azaltım hedefini güncellemesi çağrısında bulundu. Söz konusu güncellemenin Türkiye ekonomisine sağlayacağı faydalar vurgulandı. Düzenlenen basın toplantısı çerçevesinde “İklim Hedefi ve Yeşil Dönüşümün Ekonomik Faydaları” paneli gerçekleştirildi.
- 2030 iklim hedefi: Türkiye’nin, 2053’te net sıfır hedefine ulaşabilmesi için, 2020 yılına kıyasla 2030’a kadar en az %35 mutlak emisyon azaltımı hedeflemesi gerekiyor.
22 Kasım’da yapılan basın açıklamasında kaybedilen her dakikanın iklim krizine karşı daha kırılgan hâle gelmemize sebep olduğuna dikkat çekilirken, emisyon azaltım hedefinin güncellenmesinin ve bu hedefe ulaşmak için somut adımlar atılmasının Türkiye ekonomisine sağlayacağı faydalar üstünde duruldu. Türkiye’nin bu sene güçlü bir iklim hedefi koyması durumunda sağlayacağı ekonomik faydalar dokuz madde ile açıklandı:
- Yenilenebilir enerjiye geçiş enflasyonu düşürebilir
- Enerjide kendine yeterlilik başarılabilir
- Enerji maliyetleri düşer
- Yeni istihdam alanları yaratılır
- İşsizlik ve yoksullukla mücadele olanağı yaratılır
- Sağlık sorunları ve sorunların kamuya maliyeti azalır
- Rüzgar ve güneşi merkeze alan yüksek teknolojili, katma değerli yatırım alanları gelişir
- Küresel net sıfır dönüşüme uyumlu bir ekonomi kurulur
- Küresel iklim finansmanına erişim olanağı artar
BIST 30 FİRMALARININ İKLİM KARNELERİ NE GÖSTERİYOR?
İklim İçin 350 Derneği ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), Borsa İstanbul’da işlem gören ilk 30 şirketin (BIST 30) iklim karnelerini inceledi. İlki geçtiğimiz sene yayımlanan “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırması: BIST 30 Firmalarının Görünümü 2023” başlıklı raporun 2023 verileri, şirketlerin iklim krizi ile mücadele yolunda attıkların adımların hâlâ gerekli seviyeye ulaşmadığını gözler önüne seriyor.
- İyileşme: 3 şirket (SASA Polyester, Türk Telekomünikasyon, Vestel Elektronik) orta risk grubundan düşük risk grubuna; 2 şirket ise (BİM, Pegasus) yüksek risk grubundan orta risk grubuna yükseliyor. Hektaş ise yüksek risk grubundan, ciddi risk grubuna geçerek gerileme kaydeden tek şirket.
- Öte yandan: 10 şirketin 2022 yılına göre Kapsam-1 emisyonlarının arttığı, sadece 7 şirketin emisyonlarının azaldığı ve 9 şirketin ise emisyonlarını raporlamadığı görülüyor.
ESG skorlarındaki iyileşmeye karşılık, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da şirketlerin 2053 yılına yönelik ülke hedefini destekleyecek şekilde belirlenmiş veya kamuoyu ile paylaşılmış bir plana sahip olmadıkları gözlemleniyor. Bu durum, şirketlerin iklim değişikliği ile mücadele stratejilerini ve iş planlarını şeffaflık ilkeleri çerçevesinde detaylı bir şekilde açıklamalarının gerekliliğini ortaya koyuyor. Şirketlerin uzun vadeli hedeflerin ötesinde, özellikle kısa vadeli ara hedefler paylaşmasının gerekliliği ve söz konusu hedeflere hangi yolla ulaşılacağının paylaşılmasının hedefin gerçekçiliği ve inanılırlığını destekleyeceği vurgulanıyor. İklim krizinden çıkışın ve Türkiye’nin 2053 hedefine ulaşabilmesi için en az karar alıcılar kadar şirketlerin karbonsuzlaşma çalışmalarının da önem arz ettiği ifade ediliyor.
- Net sıfır hedefleri: 2022 yılı itibariyle, BIST 30’da yer alan ve bankacılık dışı sektörlerde faaliyet gösteren 26 şirketten 16’sının net-sıfır hedefi için herhangi bir tarihi olmadığı, 15 şirketin ise karbon-nötr olma yolunda bir hedef tarih paylaşmadığı görülüyor. Ayrıca, bu şirketlerden 11’i her iki hedef için bir tarih belirtmiyor.
- Şirketler SKDM’ye hazır mı? Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında şirketlerin yaptıkları hazırlık ve çalışmalar da raporda değerlendiriliyor. Raporda incelenen 26 şirketten 9’unun (Aksa Enerji, Aselsan, Hektaş, Koza Altın, Koza Anadolu Metal, Pegasus, TAV Havalimanları, Türk Hava Yolları, Türk Telekom) SKDM kapsamında herhangi bir faaliyeti bulunmadığı görülüyor. Diğer 16 şirketin ise takip etmekten, etki analizleri yapmaya ve fizibilitelerine karbon fiyatı dâhil etmeye uzanan geniş bir kapsamda SKDM’ye hazırlandıkları dikkat çekiyor.
- COP 28’de Türkiye Pavilyonu’nda düzenlenecek oturum ve etkinlikleri buradan takip edebilirsiniz.
- İklim Haber, COP 28’de takip edilebilecek etkinlikleri derliyor.
- Net Sıfır 2053: Enerji Sektörü İçin Politikalar raporu, ekonominin de karbonsuzlaşması için yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve elektrifikasyona dikkat çekiyor.
- 350.org, COP28’de küresel ısınma hedefine ulaşılması için gerekli adımları derliyor.
- İklim Biliminde 10 Yeni Anlayış raporu yayınlandı.