Search
Close this search box.
İklim Gündemi

SEFiA İklim Gündemi #2: Yenilenebilir enerji sektöründe istihdam

sefia-iklim-gundemi-2

SEFiA İklim Gündemi’nde, iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirliğin finansmanı alanlarında öne çıkan gelişmeleri derliyoruz. Bu sayıda odağımız, yenilenebilir enerji sektörlerinde istihdam.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) – Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş birliğiyle hazırlanan iki ayrı raporu yakından inceleyeceğiz. İklim değişikliği ile mücadele gündemindeki son gelişmeleri aktaracağız.

Danışmanlık firması PwC tarafından yapılan çalışma, G20 ekonomilerinin karbonsuzlaşma oranlarının son 20 yılın en düşük seviyesine gerilediğini gösteriyor.

  • Öte yandan: Küresel karbonsuzlaşma oranının, 2000 yılından bu yana ulaşılandan 11 kat daha hızlı bir şekilde, yıllık %15,2’ye ulaşması gerektiği belirtiliyor.

Global Energy Monitor analistlerinin çalışması, dünya çapında 24 bin km’den fazla yeni petrol boru hattının geliştirilme aşamasında olduğunu ve bu mesafenin Dünya çapının neredeyse iki katına eşit olduğunu ortaya çıkardı. Söz konusu boru hatlarının yaklaşık %40’ı yapım aşamasındayken geri kalanı ise planlama aşamasında bulunuyor.

  • Maliyet: Projeler tamamlandığında, dünyanın en büyük ikinci kirleticisi olan ABD’nin emisyonlarına eş değer bir miktarda, yılda en az 5 milyar ton CO2 üretilecek.

Carbon Tracker ve Global Energy Monitor, ilk küresel fosil yakıt veri tabanını, kamuya açık şeklide yayımlandı.

  • Analizler: Veriler, dünya rezervlerinin üretilmesinin ve yakılmasının 3,5 trilyon tonun üzerinde –sanayi devriminden bu yana üretilen tüm emisyonlardan daha fazla– sera gazı emisyonuna yol açacağını gösteriyor.

Bruegel tarafından yayımlanan araştırmaya göre, Avrupa’daki hükümetler, geçen yıl, vatandaş ve şirketlerini yükselen gaz ve elektrik fiyatlarından korumak için yaklaşık 500 milyar euro harcadı.

  • Diğer önlemler: Hükümetler, aylarca yükselen fiyatlar nedeniyle, perakende elektrik fiyatları ile enerji vergilerini azaltmak ve fatura ödeyenlere sübvansiyon vermek için önlemler aldı.

Temiz Enerji Haber Portalı ve KONDA Araştırma’nın anket çalışmasının sonuçlarına göre, Türkiye’de yaşayanların %56’sı enerjide dışa bağımlılığın yenilenebilir kaynaklara geçişle biteceğini düşünüyor.

  • Dışa bağımlılık: Ankete katılanların %55’i, Türkiye’nin enerji konusundaki en önemli sorununun dışa bağımlılık olduğunu düşünüyor.
  • Öte yandan: Katılımcıların %69’u kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar yerine daha fazla yenilenebilir enerji kaynağı kullanılmaya başlanırsa, elektrik fiyatlarının azalacağını düşünüyor.

“Dünya Enerji İstihdam Raporu”nun gösterdikleri

2021 yılında, 2019’a kıyasla, enerji sektörü istihdamında 1,3 milyon artış yaşanacağını öngörülüyor.

 

 

Uluslararası Enerji Ajansı’nın bu yıl ilk kez yayımlanan Dünya Enerji İstihdam Raporu, enerji değer zincirindeki istihdamı bölgesel dağılım ve kaynaklar özelinde inceliyor. Analizler, önümüzdeki dönemde, istihdamın yenilenebilir enerji sektöründe artarken fosil yakıt sektöründe düşüş göstereceğini vurguluyor.

Raporda Covid-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından iş gücü piyasasında yaşanan dalgalanmanın telafi edildiği ve bunda temiz enerji sektörünün belirgin bir olumlu katkısının olduğu ifade ediliyor. Paylaşılan bulgular, politika yapıcılar ve karar alıcılara, enerji dönüşümünde adil geçişin sağlanması için yol göstermeyi hedefliyor.

  • Adil geçiş nedir? Ekonominin karbonsuzlaştırılması sırasında öne çıkan adil geçiş kavramı, emek hareketinin düşük karbonlu ve iklim değişikliğine dayanıklı bir ekonomiye geçişteki zorlukları kavramasına yarayan, kamu politikası ihtiyaçlarına işaret eden ve dönüşüm içindeki işçiler ve topluluklar için faydaları maksimize ederken yükleri minimize eden bir kavramsal çerçeve” olarak tanımlanıyor. Adil geçiş kavramında, geçişe ilişkin fayda ve maliyetlerin hakkaniyetli dağılımı ve mevcut adaletsizliklere de çözüm sağlayacak bir politika tasarımı önem kazanıyor.

Genel görünüm

  • Enerji sektöründeki istihdam, 2019 verilerine göre, 65 milyon ile küresel istihdamın %2’sini oluşturuyor. Bu rakamın 21 milyonu yakıt tedariki, 20 milyonu elektrik sektörü ve 24 milyonu da enerji verimliliği ve araç imalatı sektörlerinden geliyor.
  • 2021 yılı tahminleri, 2019’a kıyasla enerji sektörü istihdamında 1,3 milyon artış yaşanacağını öngörüyor.
  • Küresel enerji sektörü istihdamın yarısı Asya Pasifik bölgesinde gerçekleşiyor. Çin, toplam istihdamın %30’nu tek başına oluşturuyor.

 

 

  • Temiz enerji: Toplam istihdamın %50’sini temiz enerji sektörü çalışanları oluşturuyor. Başta güneş ve rüzgâr olmak üzere, düşük karbonlu enerji üretiminde çalışan sayısı, 7,8 milyon ile petrol üretimindeki istihdam ile aynı seviyede seyrediyor.
  • Yeni projeler: Temiz enerji sektörlerindeki istihdam, nicel olarak, geleneksel sektörlerle rekabetçi bir durumda gözüküyor. Enerji sektörü çalışanlarının %65’i, yeni enerji projelerinde istihdam ediliyor.

Enerji sektörü, ekonomi geneline kıyasla çok daha nitelikli iş gücüne sahip. Ekonomi genelinde düşük, orta ve yüksek nitelikli iş gücü oranları sırasıyla %16, %60 ve %24 olurken; bu rakamlar enerji sektörü için %5, %50 ve %45 olarak sıralanıyor.

Kadın istihdamı küreselde %39 iken enerji sektöründe bu rakam %16 seviyesinde kalıyor. Öte yandan, temiz enerji sektöründeki start-up’ların kurucularının yoğunlukla kadın yöneticiler olması, sektörde bu durumun değişeceğine dair umutları artırıyor.

Son dönemde artan maliyetler ve enflasyonist baskılar, istihdam artışının önündeki temel zorluklar olarak öne çıkıyor.

Senaryolar

Temiz enerji sektöründeki istihdamın geleceği, raporda iki senaryo altında değerlendiriliyor. İlk senaryo (Açıklanan Taahhütler Senaryosu), taahhüt edilen iklim hedeflerinin yerine getirilmesini, ikinci senaryo (2050’ye Kadar Net Sıfır Emisyon Senaryosu) ise 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasını içeriyor.

  • İlk senaryoda, 2030 yılına kadar temiz enerji ve ilgili sektörlerdeki ek istihdamın 13 milyona ulaşması öngörülüyor. Bu rakam ikinci senaryoda yaklaşık iki katına kadar yükseliyor.
  • Her iki senaryoda da fosil yakıt sektöründe istihdamda düşüş yaşanırken, yenilenebilir enerji ve ilgili sektörlerde istihdamın görece daha çok artacağı gözleniyor.

 

 

Bundan sonrası için ne yapmalı?

Raporda, enerji dönüşümü sürecinde, politika düzeyinde atılması gereken adımlara dair tavsiyelere de yer veriliyor.

Temiz enerjiye geçişte önemi gittikçe belirginleşen işçilerin eğitimi konusunda hükümetler, özel sektör ve akademi arasındaki iş birliği ile alternatif müfredatların geliştirilmesini ve yeşil işlerin desteklenmesini öngörüyor. Bu noktada, geliştirilecek programlarla sektörde ihtiyaç duyulan vasıflı iş gücünün oluşturulması ve iş gücü dağılımının eşit şekilde yapılması amaçlanıyor. Adil geçiş kavramı çerçevesinde, yenilenebilir enerji sektöründe istihdamı desteklerken kömür, petrol ve doğal gaz sektöründeki işçi ve toplulukların faydalarını da maksimize eden bir geçiş planı üzerinde duruluyor. İşçi ve işveren örgütlerinin, sivil toplumun ve hükümetlerin de söz sahibi olduğu bir sosyal diyaloğun sağlanmasının da sürecin istikrarlı bir biçimde devamı için önemli olduğu değerlendiriliyor.

Yeşil enerjinin getirdiği istihdam

Yenilenebilir enerji alanında istihdamın kapasitesi 2030’a kadar 38 milyona ulaşacak.

 

 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) işbirliğinde ABD’nin Pittsburgh kentindeki Küresel Temiz Enerji Eylem Forumu sırasında Yenilenebilir Enerji ve İstihdam Yıllık İnceleme 2022 (Renewable Energy and Jobs – Annual Review 2022) raporu yayımlandı.

Raporda, bölgesel ve ulusal düzeydeki gelişmeler paylaşılırken; yenilenebilir enerjide büyümenin ve istihdam artışının süreceği vurgulanıyor.

700 bin yeni istihdam, 12,7 milyon çalışan

Rapor bulguları, enerji krizi ve salgına rağmen yenilenebilir enerji alanında –2020 yılına kıyasla– 700 bin yeni istihdam yaratıldığını ve küresel çapta bu alanda çalışan sayısının 2021 itibarıyla 12,7 milyona ulaştığını gösteriyor. 2030 yılında yeşil enerjide istihdamın 38 milyon kişiyi aşacağı öngörülüyor.

  • İstihdam potansiyeli: 1,5 santigrat derece senaryosu altında, 2030 yılına kadar enerji sektöründe istihdamın 139 milyon kişiye ulaşabileceği, yeşil enerjide istihdamın ise bugünkü 12,7 milyondan 38,2 milyona yükseleceği belirtiliyor.
  • Alt sektörler: Yeşil enerjide en hızlı büyüyen sektör olarak güneş enerjisi ön plana çıkıyor. Bu sektördeki istihdam, 12,7 milyon kişilik küresel istihdam dâhilinde, 4,3 milyon seviyesinde seyrediyor. Onu sırasıyla rüzgâr (1,3 milyon), hidro güç (2,4 milyon) ve biyoenerji (2,4 milyon) takip ediyor.

 

 

Bölgesel gelişmeler

Yenilenebilir enerjide istihdamın yaklaşık 3’te 2’si Asya kıtasında yer alıyor. Çin, toplam istihdamın %42’sini tek başına oluşturuyor.

  • Güneydoğu Asya ülkelerinin büyük güneş fotovoltaik (PV) üretim merkezleri ve biyoyakıt üreticileri hâline gelmesi bekleniyor.
  • Güneş PV panellerinin önde gelen üreticisi konumundaki Çin, açık deniz rüzgârında giderek artan sayıda istihdam yaratıyor.
  • Hindistan, büyük ölçüde ithal panellere bağımlı olmaya devam etse de 10 GW’den fazla güneş PV ekleyip birçok kurulum işi yaratmayı sürdürüyor.
  • Avrupa, rüzgâr enerjisi ekipmanları üretiminin %40’ını gerçekleştiriyor. Güneş PV panelleri özelindeki üretim ve istihdam kapasitesini artırmayı hedefliyor.
  • Brezilya, biyoyakıt sektöründe istihdamda lider konumdayken rüzgâr ve güneş enerjisi özelindeki üretim ile istihdam kapasitesini artırmayı sürdürüyor.

İç pazar ve adil geçiş vurgusu

Temiz enerji sektörünün yaygınlaşması için iç pazarların önemli olduğu vurgulanıyor. Bu noktada COVID-19 sonrası toparlanma ve tedarik zincirinin bozulmasıyla ilgili artan endişelerle birlikte, tedarik zincirlerinin yerelleştirilmesi ve evde iş yaratmaya yönelik ulusal politikalar geliştirilmesi öneriliyor. İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında, insana yaraşır ve kimseyi geride bırakmayacak bir istihdam programı öngörülüyor.

Benzer Yazılar