Çelik Gündeminde Öne Çıkan Gelişmeler
Küresel ham çelik üretimi, Eylül 2023’te, bir önceki yılın aynı dönemine göre, %1,5 azaldı ve 149,3 milyon ton oldu. Yılın ilk dokuz ayındaki üretim ise %0,1 artışla 1 milyar 406 milyon tona yükseldi.
- İlk üç ülke: Ocak-Eylül 2023 döneminde Çin 795 milyon ton (yıllık %1,7 artış), Hindistan ise 104,1 milyon ton (yıllık %11,6 artış) ile küresel ham çelik üretiminde ilk ikisırayı aldı. Üçüncü sıradaki Japonya’nın üretimi ise yıllık %3,6 azalışla 65,4 milyon ton oldu.
Türkiye’de ham çelik üretimi Eylül 2023’te, bir önceki yılın aynı dönemine göre, %8,4 artışla 2,9 milyon ton oldu. Ocak-Eylül 2023 döneminde ise yıllık %5,2 oranında azalış ile 11,7 milyar ton ham çelik üretimi gerçekleştirdi. Böylece Türkiye, ham çelik üretiminde 63 ülke arasında 8. sıradaki konumunu korudu.
- Dış ticaret: Ocak-Eylül 2023’te çelik ürünleri ihracatı yıllık bazda %47,4 azalışla 6,1 milyar dolar; ithalat ise %5,8 azalışla 1,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, geçtiğimiz yıl %93,8 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise %52,1’e geriledi.Türkiye’nin çelik dış ticaretindeki açığı 5,6 milyar dolara yükseldi.
- Çin ve AB: Çin, yılın ilk dokuz ayında, iç piyasasında yaşadığı talep daralması nedeniyle ihracat piyasalarına yöneldi ve Türkiye’ye %65 artışla 2,7 milyon ton çelik ürünleri ihracatı gerçekleştirdi. Türkiye’nin en çok ihracat gerçekleştirdiği pazar olan Avrupa Birliği’nin (AB) çelik talebinde yaşanan durgunluk, bölgeye olan ihracatın %44,7 oranında azalmasına sebep oldu. Türkiye’nin AB ile olan çelik dış ticaretindeki net ithalatçı konumumuz daha da güçlendi.
- Değerlendirme: Türkiye’nin 2022 yılının ilk dokuz aylık döneminde %65 olan kapasite kullanım oranı, 2023 yılının aynı döneminde %57 seviyesine geriledi. İthalatın %54’ünü oluşturan yassı ürün grubunda yeterli kapasite bulunmasına rağmen özellikle Uzak Doğu ülkelerinden dampingli fiyatlar ile gerçekleştirilen ithalattaki olağanüstü artışlar ve buna bağlı olarak dış ticaret açığındaki artış, kapasite kullanımındaki gerilemede belirleyici oldu.
İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulu kararı ile Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli “sıcak haddelenmiş yassı çelik” ithalatına yönelik, 1 Ocak 2020 ve 30 Haziran 2023 dönemini kapsayan, damping soruşturması açıldı.
- Neden? Resmi bildirime göre, soruşturmanın kapsadığı dönemde Türkiye’nin bu dört ülkeden yaptığı ithalattaki artışın, birçok ekonomik gösterge bakımından bozulmaya yol açtığı ve yurt içi satışlarda birim kârlıkta düşüşe neden olduğu belirtiliyor.
- Değerlendirme: Bu gelişme, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği tarafından, olağanüstü seviyelerde artan ithalatın sınırlandırılması ve çelik sektöründeki kapasite kullanım oranlarının tekrardan eski seviyelerine yükseltilmesi doğrultusunda olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor.
Türkiye’nin Çin menşeli “sıcak haddelenmiş rulo halinde olmayan yassı çelik” (kalın levha) ürünü ithalatında değişen oranlarda dampinge karşı vergi uygulamasının süreceği bildirildi.
- Ayrıntılar: Bu ürünlerin ebatlarına göre değişen oranlarda; Jiangying Xingpeng Special Steel Works Co. Ltd. üretimi olanlarının ithalatına CIF bedelinin yüzde 16,89’u, diğerlerinden yapılacak ithalata ise yüzde 22,55’i oranında dampinge vergi uygulanmaya devam edilecek.
Avrupa Komisyonu tarafından, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) çelik ve alüminyum ürünlerinde uyguladığı ithalat tarifelerine son vermek üzere yıl sonuna kadar anlaşmaya varılmasının hedeflendiği duyuruldu.
- Bir adım geriden: Biden yönetimi, eski ABD Başkanı Donald Trump tarafından 2018 yılında AB çelik ve alüminyumuna uygulanan gümrük vergilerini Ekim 2023’ün sonuna kadar askıya almış ve daha fazla zamana ihtiyaç duyulması hâlinde bu kararı yıl sonuna kadar uzatabileceklerini söylemişti.
- Öte yandan: İki ülke, geçtiğimiz ekim ayındaki müzakerelerde Çin’deki çelik üretimindeki kapasite fazlalığını giderecek ve ve daha çevreci bir üretimi teşvik edecek tedbirler konusunda anlaşmaya varamamıştı.
Avrupa Komisyonu Brezilya, İran ve Rusya menşeli sıcak haddelenmiş rulo saclara (HRC) uygulanan anti-damping vergilerini beş yıl daha uzatmayı planlıyor.
- Bir adım geriden: 2017’de uygulamaya konan vergilerin kaldırılması için Ekim 2022’de başlatılan Komisyon incelemesi sonrasında, önlemlerin kaldırılması durumunda dampingin yeniden ortaya çıkmasının muhtemel olduğu belirtilmişti.
Avrupa Çelik Birliği (The European Steel Association – EUROFER) CEO’su Axel Eggert, yaptığı açıklamada Avrupa çelik endüstrisinin 60’tan fazla dekarbonizasyon projesi üzerinde çalıştığını belirtiyor.
- AB’nin üretim ve işgücü kaybı: Eggert, bölgedeki enerji maliyetlerinin yüksekliğine ve zayıf rekabet gücüne dikkat çekerken son on yılda 26 milyon ton çelik üretim kapasitesinin ve işgücünün dörtte birinin kaybedildiğini ifade ediyor.
- EUROFER tahminleri: 2023 yılında AB’de çelik talebinin yıllık bazda %5,3 azalması bekleniyor.
Birleşik Krallık hükümeti, Port Talbot çelik fabrikasının geleceğini güvence altına almak üzere Hindistan merkezli Tata Steel için 500 milyon sterlinlik (620 milyon dolar) bir destek paketi üzerinde anlaşmaya vardı. Tata Steel’in elektrik ark ocaklarına, bu hibe de dâhil olmak üzere, 1,25 milyar sterlin yatırım yapması planlanıyor.
- Neden önemli? Port Talbot’ta sürdürülebilir çelik üretimine geçişin Galler’deki karbon emisyonlarını %22, tesisin emisyonlarını ise %85 azaltması bekleniyor.
- Öte yandan: Ayrıntıları henüz paylaşılmamış olmakla birlikte, Tata Steel’in Birleşik Krallık’ta finansman sağladıktan sonra, karbonsuzlaştırma planlarını uygulamak için Hollanda hükümetinden de mali yardım aradığı belirtiliyor. Firma, ayrıca, geçtiğimiz günlerde Hollanda’da IJmuiden’deki tesisinde 800 kişinin işine son verdiğini duyurmuştu.
Uzun çelik ürünleri işletmesi British Steel, 2025 yılında üretim süreçlerine elektrik ark ocağı teknolojisini dâhil etmek üzere 1,3 milyar sterlin değerinde yatırım yapacağını duyurdu. Şirket, konuyla ilgili olarak sendikalarla görüşmelere başlarken, dönüşüm döneminde çalışanlarını desteklemeyi de taahhüt ediyor.
- Neden önemli? Söz konusu plan ile karbon yoğunluğunda %75 azaltım görülebileceği belirtiliyor.
Finlandiya merkezli Outokumpu, paslanmaz çelik üretimini karbonsuzlaştırmak hedefiyle biyokütle bazlı hammadde ile doğrudan emisyonları azaltmak için İsveçli Envigas AB’nin bir hissesini satın aldı.
- Envigas AB: Çelik endüstrisinde sıfır emisyona geçişe yönelik ürünlere odaklanan firma, İskandinav ülkelerindeki ilk büyük ölçekli ve yüksek kaliteli biyokarbon üreticisi.
- Öte yandan: İsveç merkezli kamyon üreticisi Scania da ağır hizmet araçlarında karbon emisyonu olmadan üretilen çelik kullanmaya 2030 yılından önce başlayacağını duyurdu.
Hindistan Ticaret Bakanı Piyush Goyal, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamında, çelik ürünlerinde Hindistan merkezli üreticiler ve ihracatçılar için adil bir anlaşma yapmaya çalışacaklarını dile getirdi. Farklı ülkeleri bir araya gelerek SKDM’yi tartışmaya çağırdı. Ülkede ayrıca SKDM’den kaçınmak için yerel vergi seçenekleri de değerlendiriliyor.
- Bir adım geriden: Mayıs 2023’te SKDM konusunda Dünya Ticaret Örgütü’ne şikayette bulunma planını duyuran Hindistan, Ekim 2023’te beklenmedik bir biçimde net çelik ithalatçısı olmuştu.
- Öte yandan: Çin Demir ve Çelik Birliği (China Iron and Steel Association-CISA) tarafından yapılan açıklamada da SKDM’nin, AB’ye gönderilen çelik ürünlerinin maliyetini artırarak, Çin’in fiyat rekabeti gücünü zayıflatacağı vurgulanırken; AB’nin tüm taraflarla daha fazla iletişim kurması çağrısında bulunuldu. Uygulamanın Çin’in çelik ürünleri ihracatı maliyetlerini %4-6 oranında artırması bekleniyor.
Hindistan merkezli Essar Group, Suudi Arabistan’da yılda 4 milyon ton üretim yapacak düşük karbonlu bir çelik tesisi kurmak üzere yaklaşık 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştireceğini; bunun için nihai onayları beklediğini duyurdu. Önümüzdeki yıl içinde onayların tamamlanmasının ardından proje için üç yıllık bir zaman çizelgesi oluşturulduğu bildirildi. Firmanın Birleşik Krallık ve Hindistan’da benzer yatırım hedefleri bulunuyor.
- Öte yandan: Essar Capital Direktörü Prashant Ruia, düşük karbonlu enerji projelerinin hâlâ fosil yakıtların yerini alamayacağını, ancak daha fazla şirket yatırım yaptıkça üretim maliyetlerinin düşebileceğini söylüyor.
Latin Amerika Çelik Birliği’nin (The Latin American Steel Association – ALACERO) düzenlediği kongrede, uluslararası çelik ihracatının karbon korumalı bölgelerden uzaklaşacağı öngörülüyor. Latin Amerika’nın, damping davalarının %63’ünde hedef gösterilen Çin’den gelen yüksek ithalat riski ile karşı karşıya olduğu söyleniyor.
- Bölgesel karbon piyasası: SKDM’ye karşılık, bölgesel bir karbon piyasasının kurulabileceği, elde edilen gelirin ise çelik üreticilerinin 2030 ve 2050 dekarbonizasyon hedeflerine ulaşmaları için kullanılabileceği ifade ediliyor.
- Haddelenmiş çelik üretimi: Latin Amerikalı üreticilerin haddelenmiş çelik üretiminin bu yıl %7,5 düşüşle yaklaşık 58 milyon milyon tona gerilemesi, bölgeden yapılan ihracatın da 2022 yılına kıyasla 2,6 milyon milyon ton azalışla 7,9 milyon milyon tona düşmesi bekleniyor.
Raporlar ve değerlendirmeler
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü’nün (Institute for Energy Economics and Financial Analysis-IEEFA) analizi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinin yeşil çelik üretimindeki potansiyelini inceliyor: MENA’nın çelik üretiminin, hâlihazırda kömür yerine DRI (doğrudan indirgenmiş demir) teknolojisine dayalı olduğu için, avantaj sahibi olduğu; fakat ihracatın verimsiz ve pahalı göründüğü vurgulanıyor. Mevcut güneş potansiyeline bağlı olarak yakın gelecekte ucuz yeşil hidrojen üretimine daha kolay geçebileceği söylenen bölgede –coğrafi avantajına bağlı olarak– şimdiden yeşil hidrojene geçecek projeler planlanırken karbon yakalama ve depolama teknolojilerinin kullanımı da değerlendiriliyor. Raporda, karbon yakalama teknolojilerinin aksine yeşil demir ticaretinde küresel bir lider olmak için yeşil hidrojeni yurt içinde kullanmaya öncelik vermenin gerektiği belirtiliyor.
Financial Times’ta yayınlanan değerlendirme yazısında, Birleşik Krallık’ta çelik sektöründeki karbon azaltım stratejileri değerlendiriliyor: Elektrik ark ocaklarını beslemesi için hurda metalin çok daha büyük ve daha iyi bir şekilde toplanması, ayrıştırılması ve geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Birleşik Krallık’ın ihraç ettiği hurdaların çoğunun, doğru şekilde işlenmesi hâlinde yurt içinde geri dönüştürülebileceği; atılan doğru adımlara rağmen doğru işgücü planlaması ve destekleyici bir sanayi stratejisi ile devam edilmesi gerektiği söyleniyor.
Financial Times’ta yayınlanan bir diğer değerlendirmede, Birleşik Krallık’ta SKDM’ye benzer bir mekanizmanın uygulanması tartışmaya açılıyor: 2026 yılından itibaren iklim düzenlemelerinin daha zayıf olduğu ülkelerden ithal edilen karbon yoğun ürünlere, AB tarafından uygulamaya konulan tedbirleri yansıtan vergiler getirilmesi bekleniyor. Bu durum, çelik sektörünü de yakından ilgilendiriyor. Bu yıl, Sunak hükümetinin önceden beklenenden daha fazla karbon tahsisatı sağlamasıyla İngiliz karbon fiyatları keskin bir düşüş göstermişti. Energy UK, Hazine’nin zayıf karbon fiyatları nedeniyle yılda yaklaşık 3 milyar sterlin gelir kaybettiğini hesaplıyor ve fiyatların indirimli işlem görmeye devam etmesi halinde sınır vergilerinden yılda yaklaşık 500 milyon sterlinin İngiltere yerine AB tarafından alınacağı uyarısında bulunuyor.
Worldsteel’in “Sürdürülebilirlik Göstergeleri 2023 Raporu” yayınlandı: Rapor, 2023 yılında 94 çelik üretim şirketi ve birliğinin sunduğu verilerle 8 sürdürülebilirlik göstergesi (CO2 emisyon yoğunluğu, enerji yoğunluğu, malzeme verimliliği, çevre yönetim sistemi, kayıp zamanlı yaralanma sıklık oranı, çalışan eğitimi, yeni süreç ve ürünlere yatırım, dağıtılan ekonomik değer) için veri sağlıyor. Veri sağlayan şirketler, 2022 itibarıyla, küresel ham çelik üretiminin %53’ünü oluşturuyor.
Solutions for Our Climate’ın “POSCO Profile No. 1” başlıklı raporu, çelik üreticisi POSCO’nun kömür bazlı çelik üretim kapasitesini analiz ederek çelik üreticisinin karbon nötr taahhütleri ile uyumunu inceliyor: Şirketin kömüre dayalı çelik üretim tesislerini yenileme girişimleri değerlendiriliyor. Şirket, attığı adımlarda daha şeffaf olması ve DRI teknolojisinin ticarileştirilmesini hızlandırması yönünde harekete geçmeye çağrılıyor. Şirket 2030 yılına kadar emisyonlarını %10 azaltmayı hedeflemesine rağmen dünyanın en büyük yüksek fırınlarının %40’ına sahip.
Hindistan Çelik Birliği’nin (The Indian Steel Association – ISA) düzenlediği Koklaşabilir Kömür Zirvesi’nde, küresel ve ulusal arz-talep dengeleri değerlendirildi: Hindistan Hükümeti 2030 yılına kadar 140 milyon ton ham yerli koklaşabilir kömür üretmeyi hedefliyor ve aramaları hızlandırarak arzı artırmayı hedefliyor. Fakat geçtiğimiz yıl 54 milyon ton üretim gerçekleştirilen ülkede, 2030 yılına kadar sadece 32 milyon ton daha eklenmesi bekleniyor. Yapılan değerlendirmelerde yeterli hurda bulunabilirliğinin sağlanması ve doğrudan indirgenmiş demir (DRI) ile elektrik ark ocağına (EAF) dayalı çelik üretiminin payının artması olasılığı göz önüne alındığında, elektrikli çelik üretiminin payının 2050 yılına kadar küresel olarak %50’ye yükselebileceği belirtildi.
Etkinlikler
| 27-28 Kasım 2023 (Mumbai, Hindistan)
Green steel: Creating demand for low-carbon materials by the globalised car industry
| 29 Kasım 2023 (Brüksel, Belçika)
EUROMETAL
| 30 Kasım 2023 (Düseldorf, Almanya)
The Breakthrough Technology Conference
| 5-7 Aralık 2023 (Abu Dabi, Birleşik Arap Emirlikleri)
Global Steel Sustainability Summit 2024
| 17-18 Ocak 2024 (Hamburg, Almanya)
Steel Scrap 2024
| 8 Şubat 2024 (İstanbul, Türkiye)
Molding A Sustainable Future Steel Conference 2024
| 20 Şubat 2024 (Florida, ABD)
| 27-29 Şubat 2024 (Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri)
| 20 Mart 2024 (Teksas, ABD)
10th International Conference on Steel and Aluminium Structures
| 5-7 Haziran 2024 (Rio de Janeiro, Brezilya)
Green Steel World Expo & Conference
| 26-27 Haziran 2024 (Essen, Almanya)
15th Nordic Steel Construction Conference
| 26-28 Haziran 2024 (Lulea, İsveç)
9th European Coke and Ironmaking Congress
| 16-18 Ekim 2024, (Verona, İtalya)
Analiz: Enerji Yoğun Sektörlerde Teşvikler
ABD’de Enflasyon Azaltma Yasası ve AB’de Yeşil Mutabakat Endüstriyel Planı, yeşil dönüşüm gündemi ile sanayiyi rekabetçi bir hâle getirmek üzere küresel bir teşvik yarışına yol açıyor. COVID-19 pandemisi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında artan enerji fiyatları, AB özelinde, hükümetleri enerji yoğun sektörleri rekabetçi tutmak ve yeni yatırımlar çekebilmek için ikinci bir teşvik yarışına daha itiyor.
- Almanya, sanayisinin yüksek elektrik fiyatlarıyla mücadelesine destek olmak amacıyla beş yıllık ve 12 milyar avro değerinde bir önlem paketi üzerinde anlaştı. Paket, elektrik vergisini düşürmeyi, mevcut destek programlarını genişletmeyi ve enerji yoğun sektörlere sınırlı CO2 maliyetleri getiren önlemleri içeriyor.
- Fransa, enerji fiyatı şoklarına karşı 45 milyar avroluk bir bütçeyle haneleri ve işletmeleri koruma planını açıklamıştı. Bu plan, gaz ve elektrik fiyatlarındaki artışı Ocak 2023’ten itibaren %15’e kadar sınırlayarak enflasyonla mücadele etmeyi ve özellikle uluslararası rekabete maruz kalan şirketleri desteklemeyi hedefliyordu.
- Birleşik Krallık ise Nisan 2023 ve Mart 2024 dönemini kapsayan, enerji maliyetlerini azaltmayı ve rekabet avantajı sağlamayı amaçlayan Enerji Faturaları İndirim Programı ile enerji ve ticaret yoğun imalat sektörlerde teşvik programını başlatmıştı.
- Hollanda’da enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin enerji maliyetlerinin azaltılması üzerine bir yardım programı da bulunuyor.
IMF, yeni açıklanan teşvikler dışında, mevcut teşvikleri takip etmek için uluslararası enerji teşviklerini içeren bir veri seti yayınlıyor. Veri seti elektrik, doğal gaz, kömür ve petrol ürünlerinde ülkelerin enerji fiyatlarını hanehalkı ve sanayi ayrımına giderek ve mevcut vergi ve teşvikleri de göz önünde bulundurarak değerlendiriyor. Mevcut durum analiz edildiğinde 2023 Temmuz ayı verilerine göre Türkiye’deki sanayi işletmelerinin –teşvikler göz önüne alınmadığında– doğal gaz ve kömürü, AB demir çelik pazarındaki rakiplerinden daha pahalıya satın aldığı görülüyor. Ancak Ekim ayında sanayi abonelerine yapılan %20’lik elektrik ve doğalgaz zammı ile kömürde beklenen zamlar göz önüne alındığında Türkiye’deki sanayinin AB ile kıyaslandığında enerji fiyatları konusunda rekabetçi bir konumda olmadığı görülüyor.
Türkiye’nin AB’ye Demir-Çelik ihracatında rakibi olan ülkelerin sanayinde enerji teşvikleri*, 2023 Temmuz
*IMF enerji fiyatları ve teşvikleri 2021 yılı enflasyondan arındırılmış sabit fiyatlarıyla hesaplamaktadır.
Öte yandan, bir diğer durum analizi de hükümetlerin verdiği teşviklere bağlı olarak enerji yoğun sektörlerin uluslararası ticaretinde fiyat avantajına dayanıyor. 2022 yılında Türkiye’nin toplam ihracatının %10,7’sini oluşturan ana metal sanayi ürünleri , enerji yoğun sektörler içerisinde önemli bir pay tutuyor. SKDM ve enerji fiyatlarındaki artışlarla gelen maliyet şokları, 2022 yılında sektörün ihracatının %38’ini oluşturan AB pazarında tutunmasını zorlaştırıyor. Türkiye’nin –metal sanayi ürünleri ihracatında göreli avantajı bulunan dört üründe– rakipleriyle ortalama ihracat fiyatları karşılaştırıldığında mevcut teşviklerle fiyat avantajına sahip olduğu görülüyor.
Türkiye’nin AB’ye Demir-Çelik ihracatında rakibi olan ülkelerle seçili ürün gruplarında fiyat karşılaştırması, ABD doları/kg, 2021