SEFiA’nın da aralarında bulunduğu, iklim konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları 6 Şubat tarihinde gerçekleşen ve 11 ili etkileyen Büyük Kahramanmaraş Depremi sonrasında, güneş enerjisinin acil müdahale aşamasında, geçici konut alanlarında ve yeniden inşa sürecinde kullanıma dair bir öneri metni hazırladı.
Acil müdahale aşaması için güneşin rolü
Deprem sonrasında, güneş enerjisi firmaları –elektrik altyapısının hasar görmesi ve birçok bölgede şebeke elektriğine erişimin kesilmiş olmasından ötürü– aydınlatma, cep telefonu / telsiz şarjları ve basit enerji ihtiyaçlarını karşılayacak güneş sistemlerini farklı afet noktalarına ulaştırmıştır. Böylece, söz konusu ekipmanlar, bölgede önemli bir ihtiyacı karşılayarak faydalı olmuştur. Oysa ki; şebekeden bağımsız elektrik temin sistemlerini kullanarak bu tür malzemelerin acil durum hâlinde afet bölgesi dâhilinde temin etmek, hem zaman hem de maliyet açısından daha uygun bir yöntem olarak değerlendirilebilir.
- Acil müdahale anında, afet koordinasyonu ve enkaz arama-kurtarma alanlarında şebekeden bağımsız elektrik temini, çatılarında güneş enerjisi sistemi bulunan binalar ve acil durum toplanma bölgelerindeki güneş kurulumları ile de sağlanabilir.
- Bu sistemler depolamalı yapılırsa 2-4 günlük kesintide bütün apartman sakinlerinin buzdolabı, aydınlatma, modem, telefon şarjı gibi ihtiyaçlarına yönelik elektrik sağlayabilir ve toplanma alanlarına elektrik temin edebilir.
- Hâlihazırda elektrik temini sorununa çözüm olarak kullanılan jeneratörlerin mazot ihtiyacı bulunmaktadır. Fakat afet dönemlerinde yakıta erişim sekteye uğramaktadır. Öte yandan, depolamalı güneş sistemleri ile jeneratör maliyetleri neredeyse başabaş olduğundan, yakıt maliyeti olmayan güneş sistemlerinin kullanımı orta ve uzun vadede ekonomik olarak da daha avantajlı görülmektedir.
Geçici konut alanları (çadırkentler, konteyner kentler) için güneşin rolü
Bölgedeki çadır ve konteyner kentler, öncelikle, şebekesi olan bölgelere inşa edilmektedir ve bu alanlara güneş enerjisi sistemi kurmak, maliyet/fayda analizi sonucunda, uygun bir seçenek olarak değerlendirilmemektedir. Fakat kırsal alanlarda şebekeden bağımsız elektrik temin edecek sistemlerinin kurulumunu önceliklenlendirmek mümkün gözükmektedir.
- Şebeke erişimi mümkün olmayan –kırsal alan ve köyler gibi– bölgelerde, ihtiyaçlara yönelik tasarlanacak güneş sistemi kurulumları, ekonomik uygulamalar olarak görülmektedir.
- Bu alanlardaki güneş enerjisi kurulumu, elektrik talebi genellikle çok daha düşük olduğu için teknik ve ekonomik anlamda da uygulanabilir bir yatırım olarak değerlendirilmektedir.
Öte yandan, hasar alan şebekenin tamiri, kırsal alanlarda ve köylerde kentlere kıyasla daha fazla zaman almaktadır. Bu bölgelerde yaşayanlar, yaşam/geçim alanlarını bırakarak merkezde kurulu çadır kent ve konteyner kentlere taşınmak istememektedir. Söz konusu uygulama, aynı zamanda yerelin ihtiyaçlarına duyarlı bir tasarım olacağından, hem bölgeye merkezi şebekeden bağımsız elektrik arzı sağlayarak bölgenin direncini artıran hem de bölgelerdeki kişilerin bulundukları yerde barınmasını destekleyen bir iyi uygulama örneği olarak öne çıkabilir.
Bu ihtiyaç ve fırsatlar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın afet sonrası planlama çalışmaları dâhilinde mekânsal planlara ve imar uygulamalarına yansıtmalıdır.
Yeni inşa sürecinde güneşin rolü
Deprem sonrası yıkılan kentlerin yeniden inşası, tek boyutlu bir mühendislik işine, konut üretim faaliyetine indirgenmeden planlanmalıdır. Yeniden inşaya kent kimliği, tarih, kültür, iklim, çevre, ekonomi, mülkiyet, finans boyutlarını da içeren ve sadece bilim insanlarının değil afetzedelerin de katılımına imkân veren tasarım ve planlama süreçleri ardından başlanmalıdır.
Bu çerçevede, bu tasarım, planlama ve uygulama sürecinde güneş enerjisinin en etkili kullanımı için taleplerimiz aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, yeni yapılacak binaların belirli büyüklüğü aşan –otopark ve pazar yeri gibi– ortak kullanım alanlarının çatılarına güneş paneli konulması yasal düzenlemeyle zorunlu hale getirilmelidir.
- Yasal düzenlemeyle, inşa edilecek binalarda güneş paneli konulması Çevre, ve Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından zorunlu hâle getirilmelidir.
- Yeniden inşa edilecek kentler için trafo merkezlerinin mikro şebekeye uygun ve yenilenebilir enerji kaynaklarının sisteme girmesine olanak verecek şekilde daha yüksek kapasite ile tasarlanması ve kurulması Enerji Bakanlığı ve EPDK tarafından garanti altına alınmalıdır. Elektrik dağıtım şirketleri, bu konuyla ilgili olarak yönlendirilmelidir.
- Yeni yapılacak binaların ve kentlerin elektrik altyapısı, binadaki tüm enerji ihtiyacının –ısıtma-soğutma, su ısıtma, ocak, araç şarjı da dâhil– elektrikle karşılanmasını yani tüm enerji ihtiyacının elektrifikasyonunu sağlayacak düzeyde inşa edilmelidir.
- Yeni yapılacak binaların çatıları, güneş panelleri yerleştirmeye hazır (solar ready) olmalıdır. Bunun için çatıların güneş panellerinin yerleştirileceği boşlukları olan, gerekli eğim ölçülerine sahip ve güney cepheli olacak biçimde tasarlanması gerekmektedir.
- Güçlendirme uygulanacak binaların bu süreçte güneş panelleri yerleştirmeye hazır hâle getirilmeleri ve belli bir tarihten itibaren mevcut binalara da gerekli denetimler yapıldıktan sonra güneş panelleri kurulumu gerçekleştirmek için destek ve zorunluluk mekanizmaları değerlendirilmelidir.
Deprem sonrası toparlanma, sadece yeni bina yapımını değil, yeni yerel/bölgesel ekonomilerin kurulmasını içermektedir. Bu bağlamda güneş, sadece enerji kaynağı değil kalkınma unsuru olarak da konumlandırılabilir. Çünkü istihdam yaratma potansiyeli yüksek olan güneş enerjisi sektörüne dayalı bir sanayi (güneş paneli vb imalatı) ve hizmet (çatı kurulumu vb) sektörü, bölge ekonomisinin yeniden inşasında güçlü bir katkı sağlayabilir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı düşük karbonlu, yeşil sektörleri yeni ekonomilerin kurulmasında teşvik etmelidir.
“Deprem Acil Müdahale ve Toparlanma/Yeniden İnşa Sürecinde Güneş Enerjisinin Rolü” isimli pozisyon belgesinin tamamına ulaşmak için tıklayın.
Destekleyen kurumlar:
- WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
- Greenpeace Akdeniz
- Ekosfer
- Yeşil Düşünce Derneği
- Yuva Derneği
- Ege Orman Vakfı
- Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe)
- Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels)
- İklim için 350
- Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği