İklim Gündemi

SEFiA İklim Gündemi #73: İklim Eylemi: Akdeniz’in Dayanıklılığını Artırmak için Stratejik Bir Öncelik

sefia-iklim-gundemi-73-web

Bugün, 11 Ağustos 2025.

SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…

Bu sayıda, MATTCCh tarafından hazırlanan ve SEFiA, CREAF, ECDPM, ECCO, eco-union, E3G, EMEA, IEMed, IMAL, IPC, TEPAV ve ZERO tarafından desteklenen İklim Eylemi: Akdeniz’in Dayanıklılığını Artırmak için Stratejik bir Öncelik politika notunu merkeze alıyoruz.

Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!

Keyifli okumalar,

Avrupa Birliği (AB) ve Çin tarafından yayımlanan ortak iş birliği bildirisi temiz enerjiye geçişi hızlandırmayı taahhüt ediyor. Pekin’de gerçekleştirilen zirve sonrası yayımlanan açıklamada, her iki tarafın ‘küresel adil geçiş’ konusunda liderlik gösterecekleri ve işbirliklerinin temelinde yeşil enerji politikalarının olacağı vurgulandı. Kasım ayında Brezilya’da yapılacak COP30 öncesinde güncellenmiş ulusal iklim planlarının (NDC’ler) sunulacağı ve Paris Anlaşması’na uyumlu, tüm sektörleri kapsayan hedefler belirleneceği teyit edildi.

  • Hedefler: Çin, 2030’a kadar emisyonlarını zirveye ulaştırmayı ve 2060’a kadar karbon nötr olmayı; AB ise 2040’a kadar emisyonlarını %90 azaltmayı amaçlıyor.

  • Beklentiler: Uzmanlar, bu işbirliğinin özellikle ABD’nin küresel iklim eylemlerinden çekildiği bir dönemde kritik önem taşıdığını fakat Çin’in emisyonlarını 2035’e kadar %30 azaltabileceği, AB’nin ise aynı dönemde %78 azaltım hedefini yakalaması gerektiği ifade ediliyor.

  • Yeşil teknolojiler: Taraflar, ayrıca gelişmekte olan ülkelerde yeşil teknolojilere erişimi artırma ve küresel yenilenebilir enerji dağıtımını hızlandırma taahhüdünde bulundu.

Dünya genelindeki aşırı hava olaylarının sigortalı maliyeti 2025 yılının ilk yarısında 80 milyar dolara (tarihsel olarak en yüksek seviyelerden biri) ulaştı. İklim değişikliğinin etkisiyle bu tür afetlerin sıklığı ve şiddeti artarken, sigorta sektörü risk analizlerini ve fiyatlandırma modellerini yeniden gözden geçiriyor. Uzmanlar, politika yapıcıların doğal afetlerin etkilerini azaltacak stratejilere daha fazla odaklanması gerektiğini vurguluyor.

  • Bölgesel dağılım: Büyük fırtına, sel ve orman yangınlarının etkili olduğu dönemde maliyetin büyük kısmı Kuzey Amerika ve Avrupa’da oluştu. ABD’deki felaketler toplam sigortalı zararların %40’ını oluştururken, Avrupa’da sıcak hava dalgaları ve yangınlar öne çıktı.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan ‘Kömür: Yıl Ortası Güncellemesi’ raporu, kömürün küresel enerji sistemindeki rolünün güçlü yerini koruduğunu, ancak talep artış hızının son yıllarda yavaşladığını ortaya koyuyor. 2024 yılında küresel kömür talebi %1,5 artarak 8,79 milyar ton (Bt) ile rekor seviyeye ulaştı.

  • Öne çıkan ülkeler: Artışın başlıca kaynağı toplam küresel kömür tüketiminin %77’sini oluşturan Çin ve Hindistan gibi Asya ülkeleri. Bu pay dağılımında Çin tek başına küresel toplamın %56’sına sahip. Buna karşılık, AB ve ABD gibi gelişmiş ekonomilerde 2024 yılında kömür talebi düşüş eğilimindeyken, AB’de %11, ABD’de %4’lük seviyesinde düşüş kaydediliyor.

  • Beklenti: 2025 ve 2026 yılları için dünya genelinde kömür tüketimi durağan seyrederek ve 2024 yılındaki rekor seviyeye yakın ilerleyecek.

Solar Power Europe tarafından yayınlanan ‘AB Güneş Enerjisi Pazarı Görünümü: 2025 Yıl Ortası Analizi’ raporuna göre Haziran 2025’te güneş enerjisi ilk kez AB’nin en büyük elektrik kaynağı oldu ve tüketimin %22,1’ini karşıladı.

  • Fakat: Kurulum artış hızında yavaşlama yaşanıyor: 2022’de %47, 2023’te %51 büyüyen kurulumlar, 2024’te sadece %3,3 artış gösterdi.

  • Beklenti: 2025’te yeni kurulumların bir önceki yıla göre daha düşük olması öngörülüyor. Bu durum, AB’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşmasında yeni teşvik mekanizmalarının önemini ortaya koyuyor.

Dünya Bankası tarafından Türkiye’deki elektrik iletim altyapısının güçlendirilmesi ve yenilenebilir enerji entegrasyonunun artırılması amacıyla 748 milyon dolar finansman sağlandı. ‘Türkiye Enerji İletim Sisteminin Dönüşümü Projesi’ kapsamında sağlanan kaynağın 708 milyon doları Dünya Bankası kredisi, 38 milyon doları Temiz Teknoloji Fonu (TTF) kredisi, 2 milyon doları ise TTF hibesi olacak.

  • Hedefler: Proje, iletim ağının kapasitesini artırarak yenilenebilir enerjiye dayalı üretim tesislerinin sisteme daha etkin bağlanmasını sağlayacak. Bu finansman ile Türkiye’nin 2025 yılı itibarıyla uluslararası kuruluşlardan sağladığı uygun koşullu dış finansman toplamı yaklaşık 7 milyar dolara ulaşacak.

Rekabet Kurulu, Çayırhan Termik Santrali ve Çayırhan Linyit İşletmesi ruhsatlarının ve maden sahalarının özelleştirilmesine izin verdi. 20 milyar TL bedelle ihaleyi kazanan Akçadağ İnşaat Enerji Madencilik A.Ş., santral ile birlikte EÜAŞ’a ait linyit işletmesi, taşınmazlar ve ruhsatların işletme hakkını devralacak.

  • Uzman görüşleri: TMMOB Maden Mühendisleri Odası, Çayırhan’ın değerinin en az 80 milyar TL olduğunu, bu satış ile kamunun yaklaşık 60 milyar TL zarara uğrayacağını açıkladı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre yılın ilk yarısında kurulu güçte güneş enerjisinin payı 22.937 MW ile %19,2’ye, rüzgârın payı ise 13.465 MW ile %11,3’e ulaştı.

  • Rekor: Haziran ayında güneşten 4,6 milyar kWh elektrik üretilerek tüm zamanların aylık rekoru kırıldı. Rüzgâr ve güneşten elde edilen 8,4 milyar kWh’lik üretim, toplam elektrik üretiminin %29,6’sına karşılık geliyor ve bu oran, Türkiye enerji tarihinde aylık bazda yeni bir rekor anlamına geliyor.

✍️: : Mediterranean Alliance of Think Tanks on Climate Change (MATTCCh) / SEFiA

Avrupa Birliği’nin (AB) yeni kurulan DG MENA birimi öncülüğünde şekillenen Akdeniz için Yeni Pakt, bölgenin karşı karşıya olduğu iklim risklerini ve fırsatlarını merkeze alarak AB–Güney Komşuluk iş birliğini güçlendirmeyi hedefliyor. Politika notuna göre, iklim eylemi; güvenlik, enerji, ekonomik kalkınma ve göç gibi kesişen alanlarda temel belirleyici olacak.

Bölgesel Riskler ve Kesişen Krizler

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bulgularına göre, Akdeniz küresel bir ‘iklim sıcak noktası’ konumunda. Azalan yağışlar, artan sıcaklıklar, uzun süreli kuraklıklar ve şiddetli seller; tarım, su ve gıda güvenliği üzerinde derin etkiler yaratıyor. Bu durum, geçim kaynaklarının azalması, kırsal-şehir göçünün hızlanması ve toplumsal huzursuzluk riskini artırıyor. Özellikle su-enerji-gıda-ekosistem (WEFE) bağlantısının bozulması, hem kıyı bölgelerinde hem de iç kesimlerde ekonomik kırılganlığı büyütüyor. Politika notu, iklim krizinin göç, güvenlik ve ekonomik kalkınma gibi diğer stratejik gündemlerle doğrudan kesiştiğini belirtiyor. Buna göre, iklim eylemini bu alanlardan ayrı düşünmek, hem bölgesel iş birliğini hem de AB’nin Akdeniz stratejisini zayıflatma riski taşıyor.

TeraMed – 1 Terawatt Yenilenebilir Enerji Hedefi

Akdeniz için Yeni Pakt’ın amiral gemisi niteliğindeki TeraMed girişimi, 2030’a kadar bölgede yenilenebilir enerji kapasitesini üç katına çıkararak 1 Terawatt’a ulaşmayı hedefliyor. Bu hedef, enerji verimliliği, şebeke modernizasyonu, bölgesel elektrifikasyon ve sınır ötesi enterkonneksiyon projeleriyle desteklenecek. Ancak mevcut eğilimlerle hedefe ulaşmak için 374 GW’lık kapasite açığının kapatılması gerekiyor. Bu da yalnızca büyük ölçekli yatırımlar değil, aynı zamanda teknoloji transferi, yerel üretim kapasitesinin artırılması ve yenilenebilir enerji değer zincirinde bölgesel iş birliği anlamına geliyor.

Adil ve Kapsayıcı Enerji Geçişi

Enerji dönüşümünün yalnızca emisyon azaltımı değil, aynı zamanda sosyal adalet hedefleriyle de uyumlu olması gerektiğini vurgulanıyor. Yenilenebilir enerji projelerinin yerel istihdam yaratacak şekilde tasarlanması, beceri geliştirme programlarıyla desteklenmesi ve sosyal koruma mekanizmalarının güçlendirilmesi öneriliyor. AB fonlarının; şeffaf yönetişim, hesap verebilirlik ve sosyal standartlar gibi kriterlere bağlanması, yatırımların yerel halkın ihtiyaçlarına yanıt vermesini sağlayabilir. Bu yaklaşım, yeşil değer zincirleri içinde bölgesel ekonomik kalkınmayı destekleyecek.

Finansman Açığının Kapatılması

Bölgenin iklim finansmanına erişimi, hem azaltım hem de uyum projelerinin başarısı için kritik. Politika notu, AB’nin Çok Yıllı Mali Çerçevesi ve Global Gateway bütçelerinden Güney Akdeniz ülkelerine yönelik özel fonlar ayrılmasını tavsiye ediyor. Yeşil İklim Fonu gibi uluslararası kaynaklardan sağlanan hibe ve uygun koşullu finansmanların artırılması; karbon piyasalarının ve inovatif finansman araçlarının (yeşil tahviller, sürdürülebilirlik bağlantılı krediler vb.) daha etkin kullanılması öneriler arasında. Körfez ülkeleri, Çin ve diğer küresel aktörlerle yeşil teknoloji ortaklıkları kurmak, finansman açığının kapatılmasına yardımcı olabilir.

Katılımcı ve Şeffaf Yönetişim

Paktın başarısı, yalnızca hükümetler arası anlaşmalara değil, yerel düzeyde kapsayıcı ve şeffaf yönetişim mekanizmalarının kurulmasına bağlı. Bu kapsamda; gençler, kadınlar, sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve akademinin karar alma süreçlerine sistematik olarak dahil edilmesi öneriliyor. Sürekli çok paydaşlı diyalog mekanizmalarının oluşturulması, hem güven inşası hem de politikaların yerel ihtiyaçlara uyarlanması açısından önemli. Ayrıca, Kuzey–Güney ve Güney–Güney iş birliklerinin güçlendirilmesi, bilgi ve teknoloji transferinin hızlanmasına katkı sağlayabilir.

Enerji Güvenliği ve Bölgesel İstikrar

Yenilenebilir enerji altyapısının geliştirilmesi, yalnızca iklim hedeflerine değil, enerji güvenliğine de katkı sağlayacak. Bölgesel enterkonneksiyon projeleri sayesinde enerji arzı çeşitlenecek ve enerji ithalatına bağımlılık azalacak. Bu durum, hem ekonomik istikrarı hem de jeopolitik risklere karşı dayanıklılığı artıracak. Ayrıca, enerji geçişiyle birlikte hidrokarbon gelirlerine bağımlı ekonomilerde yaşanacak dönüşümün, sosyal açıdan dengeli yönetilmesi gerektiği belirtiliyor. Aksi halde, gelir kayıpları ve işsizlik riskleri, siyasi istikrarsızlık yaratabilir.

Politika notunu okuyun.

Benzer Yazılar