Bugün, 6 Ekim 2025.
SEFiA İklim Gündemi’nin yeni sayısına hoş geldiniz…
Bu sayıda, Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development – IISD) tarafından hazırlanan Karbon Nötrlüğe Giden Enerji Dönüşümü: NDC’lerden Net-Sıfır Yollara yazısını merkeze alıyoruz.
Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Keyifli okumalar,
Temiz Enerji Geçiş Ortaklığı’nın (CETP) 40 imzacısı tarafından verilen geri bildirimlere göre fosil yakıtlara yönelik uluslararası kamu finansmanı, ittifak kurulmadan önceki 2019-2021 seviyelerine kıyasla 2024 yılında yaklaşık %78 (yıllık 11,3-16,3 milyar ABD doları) azaldı.
Veriler: 17 yüksek gelirli ülkeden 10’u taahhütlerine uyarken, Almanya, İtalya, İsviçre ve ABD toplamda 10,9 milyar dolar değerinde fosil yakıt finansmanına devam ederek sürecin güvenilirliğini zayıflattı. Aynı dönemde temiz enerji yatırımlarına yönlendirilen artış sadece 3,2 milyar dolarda kaldı.
Neden Önemli?: CETP fosil yatırımları azaltmada başarılı oldu, ancak asıl sınav temiz enerjiye güçlü ve sürekli finansman sağlamakta. Bu adım atılmadıkça küresel iklim hedefleri tehlike altında kalmaya devam edecek.
Eleştiriler: Fosil finansmanındaki kesintiye rağmen temiz enerjiye aktarılmayan kaynaklar, iklim hedefleriyle uyumsuz bir tablo yaratıyor. Bu durum, anlaşmanın etkisini sınırlıyor ve dönüşümde ciddi bir hız kaybına işaret ediyor.
Stockholm Çevre Enstitüsü (SEI) tarafından hazırlanan Üretim Açığı 2025 raporu, dünya genelinde hükümetlerin kömür, petrol ve gaz üretimini artırmayı planladığını ve bunun Paris Anlaşması’nın 1,5°C hedefiyle doğrudan çeliştiğini gösteriyor. Mevcut ve planlanan projeler gerçekleşirse, 2030 yılında fosil üretimi sınırların iki katına çıkacak.
Veriler: ABD, Rusya, Suudi Arabistan, Çin, Kanada, Brezilya, Avustralya ve İngiltere dahil 20 ülke küresel üretimin %80’ini oluşturuyor. Sadece İngiltere, Avustralya ve Norveç 2030 yılına kadar kömür üretimini azaltmayı planlıyor. 11 ülke ise 2023 yılından bu yana üretim planlarını artırdı. Hindistan, Rusya, Kolombiya ve Avustralya ise madencilik faaliyetlerini artırıyor.
Neden Önemli?: Fosil bağımlılığı devam ettikçe iklim krizinin maliyeti ve etkileri artacak. Enerji verimliliği ve yenilenebilir yatırımları olmadan fosil lobisinin baskın sesi, temiz dönüşümün önünü kesebilir.
Eleştiriler: Fosil üretiminin sürmesi karbon bütçesini hızla tüketiyor. Bilim insanları, üretimin zirveyi geçmiş olması gerektiğini, gecikmenin iklim üzerindeki baskıyı büyüttüğünü vurguluyor.
200’den fazla sivil toplum örgütü tarafından yapılan çağrı, Brezilya’nın COP30 başkanlığından, iklim krizine yol açan fosil yakıt endüstrisi ve diğer yüksek emisyonlu şirketlerin ‘kontrolsüz’ etkisinden Birleşmiş Milletler iklim müzakerelerini korumak için daha fazla önlem talep ediyor.
Bir Adım Geriden: COP29 1.800 fosil yakıt lobicisine ev sahipliği yaptı. Bu sayı en savunmasız 10 ülke delegelerinin toplamından fazlaydı.
Eleştiriler: COP30 başkanlığının medya stratejisi için anlaştığı halkla ilişkiler firması Edelman’ın Shell ile çalışması gibi güncel gelişmeler bir yandan COP30’un tarafsızlığını tartışmalı hale getirirken, diğer yandan BM iklim müzakerelerinin ticari fuarlara dönüştüğününe ve şirket çıkarlarının iklim eylemini baltaladığına dair endişeleri destekliyor.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından 2035 yılına kadar emisyonların zirve noktasına göre %7-10 azaltma sözü vermesi ve gelişmiş ülkeleri daha güçlü iklim eylemlerine davet edeceğini açıklaması, söz konusu hedefin düşük bulunmasına yönelik tartışmaları ortaya çıkardı.
Temel Bulgular: Çin, rüzgar ve güneş kapasitesini 10 yıl içinde altı kat artırmayı, fosil dışı yakıtların enerji tüketiminde %30’un üzerine çıkmasını planlıyor. Bu, Çin’in ilk kez emisyonları yalnızca sınırlamayı değil, fiilen azaltmayı taahhüt etmesi anlamına geliyor.
Neden Önemli?: ABD’nin iklim karşıtı söylemleri sürerken Çin’in rolü, küresel iklim liderliği ve yeşil teknolojilerde rekabet açısından kritik hale geliyor.
BM Genel Kurulu kapsamında 120 ülke ve AB yeni emisyon azaltım taahhütlerinde bulunurken, COP30 öncesinde kapsamlı plan sunan ülke sayısı sınırlı kaldığını ve mevcut gidişatta küresel sıcaklıkların 3°C sınırına ulaşabileceğini işaret ediyor.
Temel Bulgular: Guterres, küresel ısınmanın 1,5°C sınırında ‘çökme riski’ taşıdığını vurgulayarak daha hızlı kesintiler çağrısı yaptı. Çin ilk kez emisyonlarını 2035 yılına kadar zirveye kıyasla %7-10 azaltma sözü verdi.
Neden Önemli?: Trump’un iklim krizine yönelik ‘aldatmaca’ nitelendirmesine rağmen küresel çoğunluğun iklim eylemine devam mesajı, Paris Anlaşması’nın geleceği için kritik bir dönüm noktası özelliği taşıyor.
Türkiye’nin yeni NDC hedefi 2035 yılında emisyonların 2023 yılına kıyasla %16 artacağını ortaya koyuyor. 15 STK’dan oluşan İklim Ağı, mevcut hedefin mutlak düşüş yerine ‘artıştan azaltım’ öngördüğünü vurgulayarak, bu hedefin iklim krizine karşı direnç geliştirmekte yetersiz kalacağını ifade ediyor.
Eleştiriler: Katılımcılıktan uzak bir süreç sonunda ortaya konan bu hedef, kömüre dayalı teşvikler ve yeni termik santral planları, karbonsuzlaşma yerine fosil bağımlılığını pekiştiriyor. Yenilenebilir yatırımları teşvik eden 7554 sayılı Torba Yasa, izin süreçlerini kolaylaştırırken doğa koruma ve toplumsal katılımı göz ardı ediyor.
Neden Önemli?: Mutlak emisyon azaltımı hedeflenmediği sürece Türkiye, artan iklim krizi tehdidine karşı savunmasız kalacak ve adil geçiş fırsatını kaçıracak. Güçlü bir hedef ise hem karbonsuzlaşmayı hem de toplumsal faydayı mümkün kılabilir.
Detay: Türkiye’nin yeni NDC’sinin 2053 net-sıfır hedefi için ne anlama geldiğini detaylı analizimizden okuyabilirsiniz.
Türkiye’nin toplam elektrik kurulu gücü Ağustos 2025 itibarıyla 120 bin 784 MW’a ulaştı. Toplam kurulu güç içerisinde 74 bin MW yenilenebilir enerji kaynaklarına ayrılırken, temiz enerjinin toplam kapasitede en büyük payı elde ediyor.
Yenilenebilir: Hidroelektrik 32 bin 289 MW ile %26,7’lik payla başı çekerken, güneş enerjisi 23 bin 877 MW ile ikinci sırada yer aldı. Rüzgar 13 bin 867 MW, biyokütle 2 bin 341 MW, jeotermal 1.734 MW kapasiteye ulaştı.
Fosil Kaynaklar: Yerli kömür 11 bin 477 MW, ithal kömür 10 bin 456 MW kapasiteye sahip. Yenilenebilir kaynakların toplam payı ise ülkenin enerji portföyünde kömür ve gazın önüne geçti.
Neden Önemli?: Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesindeki artış, hem karbon ayak izini azaltma hem de enerji arz güvenliği açısından kritik bir dönüm noktası oluşturuyor.
İklim İçin 350 Derneği’nin yeni raporu, Türkiye’nin güneş ve rüzgar kapasitesini 82,5 GW’dan 120 GW’a çıkarma hedefinin umut verici olduğunu ancak bunun adil ve kalıcı bir dönüşüme dönüşebilmesi için enerji kooperatiflerinin devreye girmesi gerektiğini vurguluyor.
Temel Bulgular: Kooperatifler faturaları düşürerek enerji yoksulluğunu azaltma, istihdam yolu ile yerel kalkınmayı destekleme ve enerji demokrasisini güçlendirerek toplumsal dayanıklılığı destekleme potansiyeli taşıyor.
Bir Adım Geriden: Avrupa’da yüzbinlerce haneye temiz enerji sağlanırken faturalar %30’a varan oranda azaldı.
Eleştiriler: Türkiye’de mevzuat, finansman ve yurttaş katılımı engelleri modelin yaygınlaşmasını zorlaştırıyor.
Türkiye’nin 2035 için açıkladığı yeni emisyon hedefi, güçlü bir Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kurulmasını engelliyor.
Temel Bulgular: Zayıf hedeflerin karbon fiyatlarını düşük tutacağı, şirketlerin temiz yatırımlar yerine ucuz kota satın almayı öne çıkaracağı belirtiliyor. Bu durum, ETS’nin yatırım teşviki fonksiyonu zayıflayarak kağıt üzerinde kalan bir sisteme dönüşmesine sebep olabilir.
Neden Önemli?: Güçlü bir ETS ancak sanayi, enerji, ticaret ve sosyal politikalarla bütüncül bir çerçevede ele alan iddialı iklim hedefleri ile beraber çalışabilir.
Türkiye Kömür İşletmeleri, üretimin tamamlandığı sahalarda güneş enerjisi santralleri kurarak dönüşüm sürecini başlattı. Üretilen elektrik işletmelerin öz tüketiminde kullanılıyor, böylece hem maliyetler düşüyor hem de karbon emisyonları azaltılıyor.
Veriler: Yeni projelerle Kütahya Tavşanlı’da 5 MW, Kahramanmaraş Afşin’de 9 MW kapasite daha ekleniyor; 2026 yılında toplam 24 MW’a ulaşılması hedefleniyor. Soma ve Çan’daki linyit sahalarında devreye alınan 10 MW’lık kapasite, yılda yaklaşık 18 milyon kWh elektrik üretiyor.
Neden Önemli?: Kömür sahalarının GES’e dönüştürülmesi, hem enerji dönüşümüne katkı sağlıyor hem de iklim hedefleriyle uyumlu bir model oluşturuyor.
✍ : Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for Sustainable Development – IISD)
IISD tarafından hazırlanan ‘Karbon Nötrlüğe Giden Enerji Dönüşümü: NDC’lerden Net-Sıfır Yollara’ yazısı Ulusal Katkı Beyanları (Nationally Determined Commitments – NDCs) birer taahhüt belgesi olmanın ötesinde uygulamaya dönük birer yol haritası rolü üstlenmesi gerektiğini vurguluyor.
Yazı, ölçülebilir ve kapsayıcı planlar sayesinde enerji sektöründe net-sıfır hedeflerine giden yol daha gerçekçi ve adil hale getirebileceğini öne sürüyor.
Enerji Sektöründe Dönüşümün Önemi
Küresel sera gazı emisyonlarının büyük kısmı enerji sektöründen kaynaklanıyor. Bu nedenle temiz enerjiye geçiş, yalnızca iklim hedefleri değil, aynı zamanda enerji güvenliği ve ekonomik kalkınma için de kritik. Yazı, 2025 yılında güncellenecek NDC’lerin (Ulusal Belirlenmiş Katkılar) bu dönüşüm için somut ve uygulanabilir bir yol haritası sunma fırsatı taşıdığını vurguluyor.
NDC’lerin Stratejik Rolü
Yeni NDC’ler, ulusal kalkınma planları ve sanayi politikalarıyla uyumlu şekilde tasarlandığında yatırımcı güveni artıyor ve uygulama kapasitesi güçleniyor. NDC’ler yalnızca hedefleri değil, bu hedeflere ulaşmak için gerekli adımları, sorumlulukları ve kaynakları da tanımlamalı.
Küresel İlerleme ve Gereken Adımlar
Paris Anlaşması’nın ilk Küresel Durum Değerlendirmesi, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkması, enerji verimliliğinde yıllık iyileşme hızının iki katına çıkarılması ve fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak kaldırılması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu dönüşüm, hem emisyonları azaltmak hem de enerji sistemlerini dayanıklı hale getirmek için zorunlu görülüyor.
Uygulamadaki Engeller
Temiz enerji yatırımlarında özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir finansman açığı bulunuyor. Ulusal ve yerel düzeyde politika uyumsuzlukları uygulamayı zorlaştırıyor. Ayrıca geçişin sosyal boyutu göz ardı edildiğinde yerel direniş ortaya çıkabiliyor. Veri eksikliği, planlama kapasitesi ve teknolojik altyapıdaki boşluklar da net-sıfır hedeflerine ulaşmayı yavaşlatıyor.
Net-Sıfır için Somut Öneriler
Yazı, NDC’lerin sektörler ve bölgeler bazında detaylandırılmasını, uzun vadeli düşük emisyon stratejileriyle uyumlu hale getirilmesini ve yerel yönetimler ile toplumun sürece dahil edilmesini öneriyor. Finansman tarafında ise borçsuz destekler, yatırım garantileri ve risk azaltıcı mekanizmalarla özel sektörün sürece çekilmesi gerektiği belirtiliyor.
Yazıya ulaşmak için tıklayın.
SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz.