Bu sayıda, Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü’nün yayımladığı Carbon Capture For Steel? başlıklı raporu inceliyoruz. Rapor, karbon yakalama kullanımı ve depolamanın küresel çelik sektörünün karbonsuzlaştırılmasında önemli bir rol oynamasının mümkün olmadığına işaret ediyor.
LÜTFEN TARİHİ NOT EDİNİZ!
Rapor tanıtımı ve panel: SEFiA ve E3G tarafından hazırlanan Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği başlıklı rapor, Türkiye’nin kömürden çıkışının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülen finansman konusunu inceliyor. 25 Nisan Perşembe günü düzenlenecek rapor tanıtımında raporun temel bulguların paylaşıldığı oturumun ardından Türkiye’de kömürden çıkış konusunda alternatif yaklaşımların tartışıldığı bir panel düzenlenecek.
Ayrıntılara ulaşmak ve kayıt olmak için tıklayın.
Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!
Keyifli okumalar,
- Neden önemli? 117 GW’lık toplam kurulum, 2022’ye kıyasla yıllık %50’lik bir artışı temsil ediyor.
- Büyüme tahmini: 2024-2030 dönemi büyüme tahminini (1.210GW), büyük ekonomilerdeki ulusal sanayi politikalarındaki ve deniz üstü rüzgârındaki olumlu görünüme bağlı olarak %10 oranında yukarı doğru revize edildi.
- Yorumlar: Uzmanlar, bu durumun bir anomali olduğunu ve kömür kurulu gücündeki genişlemenin tersine döneceğini belirtiyor. Kömür santrallerini emekliye ayırması gereken ülkeler bunu daha hızlı yapmaları konusunda uyarılıyor.
- Türkiye: 2023 yılında Türkiye’de yeni bir kömürlü termik santrali işletmeye alınmaması ve yeni bir inşaata başlanmamasına rağmen Birleşik Arap Emirlikleri ile imzalanan ve 3 GW’a kadar yeni kömür yatırımlarını içeren 10 yıllık enerji anlaşması, Türkiye’de kömürlü termik santral kurulu gücünün artması için risk oluşturuyor.
- Neden önemli? Hibe kapsamında desteklenecek projelerle yılda 40 milyon metrik tona kadar emisyon azaltılması/önlenmesi hedefleniyor.
- Hedef gruplar: Özellikle daha önce yeşil finansmana erişimi olmayan bölgelerde, ev enerji güçlendirme programları ve şebeke dışı yenilenebilir enerji projeleri de dâhil olmak üzere çeşitli girişimler desteklenecek.
- Neden önemli? Bu gelir kaybı, küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlandırmak için gereken azaltım maliyetlerini, şimdiden altı kat aşıyor.
- Nasıl? Bunda yağış ve sıcaklık değişkenliğindeki farklılıkların etkisi vurgulanıyor. Fırtınalar veya orman yangınları gibi diğer aşırı hava koşullarının hesaba katılması ile bu rakamların daha da yükselebileceği belirtiliyor.
- Hangi bölgeler? İklim değişikliğinden en az sorumlu olan ülkelerin yüksek gelirli ülkelere kıyasla %60 ve yüksek emisyonlu ülkelere kıyasla %40 daha fazla gelir kaybına uğrayacağı tahmin ediliyor.
- Son 10 ay: Geçtiğimiz son 10 ay, üst üste kaydedilen en sıcak aylar olarak kayda geçti.
- Çelik sektörü neden önemli? %90’ı kömüre dayalı üretimden kaynaklanan demir-çelik sektörü emisyonları, küresel karbondioksit emisyonlarının %11’ini oluşturuyor. Bu nedenle sektör, iklim aciliyetine yanıt vermek için kilit öneme sahip. Fakat sektörün karbonsuzlaştırılması için daha güvenilir bir yol çizen yeşil hidrojenle çalışabilen doğrudan indirgenmiş demir (DRI) ve yenilenebilir elektrikle çalışan elektrik ark ocakları (EAF) bazlı üretimin yanında, önemli finansal, teknolojik ve çevresel risklere de açık CCUS kullanımı da gündeme taşınıyor.
CCUS, neden DRI ve EAF’nin gerisinde?
Yüksek fırın bazlı çelik üretimi için CCUS, başta enerji olmak üzere diğer sektörlerde olduğu gibi alternatif teknolojilerin gerisinde kalıyor. Yapılan araştırmalar, bugüne kadar, ticari ölçekte düşük karbonlu çelik üretim kapasitesi inşa etmeyi planlayan neredeyse tüm çelik şirketlerinin, CCUS’yi değil, hidrojen bazlı veya hidrojene hazır DRI tesislerini tercih ettiğini gösteriyor. DRI tesislerinin 2030 proje hattı yılda 94 milyon tona (Mtpa) ulaşırken, yüksek fırın bazlı operasyonlarda ticari ölçekli CCUS için proje hattı sadece 1 Mtpa seviyesinde kalıyor.
CCUS planlarına, ticari ölçekte uygulama eğiliminin 2040’lara ertelenmesi ve planlar hakkında yeterli düzeyde bilgi edinilememesi nedeniyle kuşkuyla yaklaşılıyor. Onlarca yıllık uygulama çabalarına rağmen, CCUS şu anda küresel emisyonların sadece %0,1’ini yakalama kapasitesine sahip. Yakalanan karbondioksitin neredeyse dörtte üçü ise daha fazla fosil yakıt çıkarılması ile sonuçlanan gelişmiş petrol geri kazanımı (EOR) faaliyetleri için kullanılıyor.
- Çelik sektöründeki ilk ve tek ticari ölçekli tesis olan, DRI bazlı bir çelik tesisinden yakalanan karbondioksiti yakalamak ve EOR operasyonlarında kullanılmak üzere tasarlanan Al Reyadah CCUS tesisi -tam kapasitede çalıştığı varsayıldığında- 2020 ve 2021 yıllarında toplam Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarının %20’sinden azını yakalıyor.
- Dünya genelindeki 392 projeden (41 ticari ölçekli ve faaliyette + 351 geliştirme aşamasında) sadece dördü çelik sektöründe yer alıyor. Bunların hiçbiri çelik üretiminde baskın ve en karbon yoğun süreç olan yüksek fırın bazlı üretimde kullanılmıyor.
- Yüksek fırına dayalı çelik üretiminin birden fazla karbon emisyonu kaynağına sahip olması, getirdiği ek maliyetler nedeniyle CCUS’nin bu alanda bir etki yaratamamasına neden oluyor. Öte yandan yüksek maliyeti nedeniyle, teknolojisi geliştiricileri, CCUS uygulamalarının teşvik edilmesi için önemli bir karbon fiyatına ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2021 yılında yayımladığı “2050’ye kadar Net Sıfır: Küresel Enerji Sektörü için Bir Yol Haritası” raporunda CCUS donanımlı proseslerin 2050 yılında küresel birincil çelik üretiminin %53’ünü (670 milyon ton) oluşturacağını öngörürken; bu raporun 2023 yılı güncellemesinde bu rakamı %37 (399 milyon ton) olarak güncelliyor. Bu sürede hidrojen bazlı çelik üretiminin payı 2021 yılında %29 iken 2023 güncellemesinde %44’e yükseliyor.
Bu bağlamda, rapora göre daha iyi ve maliyet açısından daha rekabetçi alternatiflerin mevcut olduğu durumlarda, CCUS’nin karbonsuzlaştırmada bir rol oynaması olası gözükmüyor. EAF’lerde çeliğin geri dönüşümüne ve yeşil hidrojene geçebilen DRI bazlı proseslere geçiş sürerken; CCUS’nin çelik şirketlerinin dekarbonizasyon planlarında önemli bir rol oynayacağı, zayıf bir argüman olarak değerlendiriliyor.