Search
Close this search box.
İklim Gündemi

SEFiA İklim Gündemi #33: Yenilenebilir enerji teknolojilerinin yakın geleceği ve SEFiA’dan haberler

2024-bulten-web-33

Bu sayıda yenilenebilir enerji teknolojilerinin yakın geleceğinin değerlendirildiği, Uluslararası Enerji Ajansı’nın Yenilenebilir Enerji 2023 başlıklı raporunu inceliyoruz.

Yorum ve geri dönüşlerinizi bekliyoruz!

Keyifli okumalar,

2023’ün bugüne kadar kayıt altına alınan en sıcak yıl olduğu açıklandı. Haziran 2023’ten bu yana her ay, önceki yıllardaki ilgili aylara kıyasla en sıcak ay olarak kayıtlara geçti. Dünya, 2023 yılında, insanların fosil yakıtları endüstriyel ölçekte yakmaya başladığı 1850-1900 sanayi öncesi döneme göre 1,48 derece daha sıcaktı.
  • Küresel Risk Raporu: Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) raporuna göre çevresel riskler, önümüzdeki on yıllık dönemde biyolojik çeşitlilik kaybı ve Dünya sistemlerindeki kritik değişiklikler de dâhil olmak üzere, küresel riskler sıralamasında en üst sırada yer alıyor.
  • Öte yandan: Küresel ısınmanın 2024 yılı ortasında 12 aylık ortalamada 1,5 derece sınırını (1,6-1,7 derece ile) aşacağı ve bir sonraki La Nina’da ise ancak 1,4 dereceye düşeceği belirtiliyor.

 

Birleşmiş Milletler‘in (BM) küresel ekonomik beklentilere ilişkin öncü yıllık raporunda, 2024 yılı küresel gelir büyüme oranı, aşırı hava olaylarına bağlı olarak %2,7’den %2,4’e (aşağı yönlü) revize edildi.
  • Gıda enflasyonu: Raporda, 2022-2023 yazlarında yaşanan aşırı hava olayları sonrasında artan enerji ve emtia fiyatlarının bir sonucu olarak gıda enflasyonuna vurgu yapılıyor.
  • Finansman açığı: BM, enerji geçişi için finansman açığını bugün ile 2050 arasında 150 trilyon dolar olarak fiyatlandırıyor. Yıllık finansman seviyelerinin mümkün olan en kısa sürede 1,6 milyar dolardan 5,6 trilyon dolara çıkması gerekiyor.

 

Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) çalışmasında temiz enerjiye geçiş sürecinde kilit rol oynayan nadir elementler ticaretinin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana emtia piyasalarındaki yeni ticaret kısıtlamaların iki katına çıkmasına bağlı olarak, yavaşlaması bekleniyor. Yapılan değerlendirmelerde, bu durumun enerji dönüşüm sürecini geciktireceği ifade ediliyor.
  • Öte yandan: IEA, 2030 yılına kadar bakır talebinin 1,5 kat, nikel ve kobalt talebinin iki kat, lityum talebinin ise altı kat artması gerekeceğini öngörüyor. Bu durum söz konusu madenlerin öneminin önümüzdeki dönemde daha da artacağı anlamına geliyor.

 

Düşünce kuruluşu Agora Energiewende tarafından yapılan araştırma, Almanya’nın 2023’te 673 milyon ton sera gazı saldığını ortaya koyuyor. Bu durum, 2022’ye göre 73 milyon ton daha az emisyon anlamına geliyor.
  • Kömür: Karbondioksit emisyonları özelinde 46 milyon tonluk bir azaltım olduğu ve bunun büyük ölçüde kömürden elektrik üretimindeki düşüşle açıklanabileceği belirtiliyor. Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimi ilk kez 2023 yılında toplam elektrik üretiminin %50’sinden fazla pay alırken, kömürün payı %34’ten %26’ya geriliyor.

 

Bu yıl Birleşmiş Milletler iklim müzakerelerine ev sahipliği yapacak Azerbaycan, fosil yakıt üretimini önümüzdeki 10 yılda üçte bir oranında artırmayı planlıyor. Petrol ve gaz, ülke gelirinin neredeyse yarısını ve ülkenin geçen yılki ihracat gelirinin %92,5’inden fazlasını oluşturuyor. Oysa önümüzdeki 10 yıl, küresel ısınmayı sınırlamak adına fosil yakıt üretiminin azaltılması gereken çok önemli bir dönem olarak kabul görüyor.
  • Öte yandan: 26 yıl boyunca Azerbaycan’ın devlet petrol şirketi SOCAR’da çalışan Azerbaycan Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Muhtar Babayev, COP29 başkanlığına atandı.

COP28’de 198 hükümet tarafından kabul edilen Küresel Durum Değerlendirmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının üç katına çıkarılması ve 2030’a kadar her yıl enerji verimliliği iyileştirme oranının iki katına çıkarılması hedeflerini içeriyor. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Yenilenebilir Enerji 2023 (Renewables 20203 ) başlıklı raporu ise bu bağlamda mevcut politikalara ve pazardaki gelişmelere dayanarak yenilenebilir enerji sektörü için önemli gelişmeleri değerlendiriyor. Raporda yenilenebilir enerji teknolojilerinin elektrik, ulaşım ve ısı alanlarında 2028 yılına kadar yaygınlaşması öngörülüyor. Sektörün önündeki temel zorluklar tanımlanıyor.

 

Öne çıkan bulgular

2023 yılında dünyada toplamda 510 gigawatt yenilenebilir enerji kapasitesi devreye alınıyor. Bu, yenilenebilir enerji kapasitesinde 2022’ye kıyasla %50’lik bir artış ve son 20 yıldaki en hızlı büyüme anlamına geliyor. 2023 yılındaki küresel enerji kapasitesi artışınının %75’i, güneş enerjisinden kaynaklanıyor. Güneş panelleri için spot fiyatlar bir önceki yıla göre neredeyse %50 azalırken, üretim kapasitesi 2021 seviyelerinin üç katına ulaşıyor.

Rapordaki ana tahmine göre, 130’dan fazla ülkedeki destekleyici politikalar sayesinde, 2023-2028 döneminde yaklaşık 3 700 GW’lık yeni yenilenebilir kapasitenin devreye gireceği belirtiliyor.

  • Söz konusu büyümenin %95’inin güneş ve rüzgâr enerjisinden sağlanması bekleniyor. Elektrik üretiminde, yenilenebilir enerji kaynaklarının 2025 yılı itibarıyla kömürü; rüzgâr ve güneş enerjisinin ise sırasıyla 2025 ve 2026 yılları itibarıyla nükleeri geride bırakacağı öngörülüyor. 
  • Yenilenebilir enerji kaynaklarının 2028 yılında küresel elektrik üretiminin %42’sinden fazlasını oluşturacağı belirtiliyor.
  • Fakat mevcut politikalar ve piyasa koşulları altındaki büyüme trendinin, küresel kapasitenin 2030 yılına kadar mevcut seviyesinin ancak 2,5 katına çıkmasını sağlayacağı ve kapasiteyi üç kat artırma hedefinin gerisinde kalacağı vurgulanıyor.

 

 

Çin, 2023 yılında tüm dünyanın 2022 yılında devreye aldığına eş değerde güneş enerjisi devreye alırken, rüzgâr enerjisi ilavelerini de yıllık %66 oranında artırıyor. 2023-2028 dönemi öngörüleri dâhilinde Çin’in kurulacak küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin %60’ını oluşturulacağı belirtiliyor. 2023 yılında AvrupaAmerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Brezilya’daki yenilenebilir kapasite artışları, tüm zamanların en yüksek seviyelerine ulaşıyor. Bu ülkelerin 2028 yılına kadar güneş enerjisi ve kara rüzgarı eklemelerinin son beş yıla kıyasla iki katından fazla olması bekleniyor.
  • Avrupa Birliği ve Brezilya’da, yüksek enflasyon karşısında elektrik faturalarının azaltılmasına yönelik bir çaba olarak, çatı üstü güneş enerjisi panellerindeki büyümenin destekleneceği vurgulanıyor. AB Parlamentosu, Komisyon ve hükümetler binalarda fosil yakıtla ısınmanın 2040’a kadar aşamalı olarak durdurulması ve 2030 yılı itibarıyla tüm yeni binaların sıfır emisyonlu olması zorunluluğuna dair anlaşmaya varmıştı.
  • ABD’de Enflasyon Azaltma Yasası, tedarik zinciri sorunları ve yakın vadedeki ticari endişelere rağmen hızlandırılmış eklemeler için bir katalizör işlevi görüyor. ABD’nin yarattığı yatırım akışıyla Avrupa’yı geride bırakabileceği tartışılıyor.

Raporda öte yandan özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da, devam eden tedarik zinciri kesintileri, yüksek maliyetler ve uzun izin süreleri nedeniyle rüzgâr endüstrisinin karşılaştığı zorluklara değiniliyor. 2023-2028 döneminde açık deniz rüzgâr enerjisi kapasitesinin genişlemesine dair beklentilerin Çin dışında %15 oranında aşağı yönlü revize edildiği belirtiliyor. 2023 yılında ABD ve B. Krallık’ta 15 GW’lık açık deniz rüzgâr enerjisi projesinin iptal edildiği veya ertelendiği vurgulanıyor.

  • SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, Bloomberg HT’de Arzu Maliki’nin konuğu olduğu Üst Düzey programında Türkiye’nin iklim politikalarını, iklim eyleminin faydalarını ve sektörlerin yeşil ekonomiye geçiş stratejilerini değerlendirdi. Özenç, iklim hedefleri göz önünde bulundurulduğunda, enerji dönüşümünü yalnızca artan talebi yenilenebilir enerjiden karşıladığımız bir düzen olarak tanımlamanın mümkün olmadığını; hedefleri yakalamak için fosil yakıtlardan çıkışı tartışmalarının da gerekli olduğunu vurguladı.

Programın tamamını buradan izleyebilirsiniz.

  • SEFiA Finansal Araştırmalar Direktörü İbrahim Çiftçiİklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Araştırması: BIST 30 Firmalarının Görünümü 2023 başlıklı raporumuzun çıktılarını aktarmak için Bloomberg HT’ye konuk oldu. Çiftçi, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan (SKDM) ilk aşamada etkilenecek sektörlerin başında gelen demir-çelik ve gübre gibi sektörleri de içeren BİST30 firmalarından 9’unun SKDM ile ilgili herhangi bir faaliyet yürütmediğini belirtti. 10 şirketin doğrudan emisyonlarının geçen yıla göre arttığını ve 9 tanesinin de emisyonlarını raporlamadığını ifade etti.

Yayının tamamını buradan izleyebilirsiniz.

SEFiA İklim Gündemi ekibi olarak takip ettiğimiz değerlendirme yazılarını ve diğer önemli gelişmeleri derliyoruz:
  • TEMA Vakfı, 2023’ün çevre olaylarını değerlendirdi.
  • Türkiye, Avrupa’nın havası en kirli ülkeleri arasında yer alıyor.
  • Şirketler, iklim değişikliği stratejilerini oluşturma ve bu stratejileri eyleme dökmede yetersiz kalıyor.
  • 2023 Breakthrough Agenda, çelik sektöründen kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının 2030 yılına kadar yaklaşık %25 oranında düşmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Benzer Yazılar